Logo

2. Hukuk Dairesi2023/710 E. 2023/3408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat talepleri ile vekalet ücreti hususlarında verilen kararın doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, usul ve yasaya aykırı bir durum tespit edilemediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1795 E., 2022/2780 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Buldan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/383 E., 2019/483 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline hitaben evlendiğime pişman oldum, keşke seninle evlenmeseydim, seninle devam edemeyeceğim gibi sözler söyleyerek gururunu incittiğini, başka bir bayanla erkeğin ilişkisi olduğuna dair asılsız ve mesnetsiz ithamlarda bulunmak suretiyle dedikodu çıkardığını, toplum içinde küçük düşürdüğünü belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek davalı kadından daha önce evlendiği kişileri saklamış, davalı kadın da davacı kocanın kiracısı olan ve hep davacının ev işlerini yapan kadının taraflar evlendikten sonra da tarafların Buldan'daki evlerinin işini yapmaya devam etmesine rağmen gene de eşi ile konuşup kiracı kadının işine son vermek yerine davacı erkek ile kiracı kadın arasında ilişki olduğu yönünde dedikodu çıkarttığı ve erkeğin kiracı kadının yaşadığı ilçede dedikodusunu çıkarttığı oysa kiracı olan bayanın çalışmasını istemiyorsa kocası ile konuşup işine son vermesi veya kiracılık ilişkisine son vermesi gerektiği hususları tanık beyanlarından anlaşıldığı gerekçesi gerekçesiyle boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, davacının manevî, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının reddedilen maddî tazminat davası yönünden vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği, erkeğin manevî tazminat talebinin kabulü gerektiği gerekçeleri ile kadının reddedilen maddî tazminat davası yönünden vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin hatalı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen kusurlara yönelik davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, zamanı belli olmayan, soyut ve genel nitelikte olup, bir kısım tanıkların anlatımları ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak ve davacıdan duyuma dayalı izahlardan ibaret olduğu bu itibarla kadına atfı kabil herhangi bir kusur ispatlanamamış olup erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu, kadına gönderilen dava dilekçesinin usulüne uygun olarak 07.12.2018 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, kadının 28.12.2018 tarihli cevap dilekçesinin süresinde olmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında; evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tarafların kusurunun kanıtlanamadığı, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak, boşanma davası yönünden verilen karar istinaf edilmediğinden kusura yönelik karar gerekçesinin düzeltilmesine karar verildiği, davalı kadının 28.12.2018 tarihinde yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesi ile boşanmak istediğini söyleyerek maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğu, erkeğin bu talebe açık bir muvafakatı olmadığı gibi usulünce yapılan bir ıslah işlemi de bulunmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında kadının süresinde olmayan cevap dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat tazminat talepleri hakkında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin, kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilamın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının, kadının karşı davası ile maddî ve manevî tazminat talebi yönünden kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, kadının boşanma davası olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminat talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, manevî tazminat talebinin kabulü gerektiği, kadının harcı yatırılarak talep edilen maddî tazminat talebinin reddi sebebiyle lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, manevî tazminatın reddi, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili; müvekkili yararına nafaka ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, harcı yatırılarak talep edilen maddî tazminatın reddinin hatalı olduğu, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatın reddi, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin, tazminatlar ve vekâlet ücreti konusunda verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.