Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7115 E. 2023/4953 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları gözetilerek yoksulluk nafakası miktarının az olduğu ve Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, maddi tazminat ve diğer konularda ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/447 E., 2023/644 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadının yoksulluk nafakası ve maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kendisini Almanya ülkesine götüreceğini söylediğini ancak yapmadığını, ailesi ile birlikte yaşamaya mecbur bıraktığını, kendisine köle gibi davranıldığını, taciz mesajları ve tehdit ile psikolojik şiddet uyguladıklarını, köle gibi çalıştırıldığı için düşük yapmak zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığını, ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 3.000,00 TL nafakaya, 200.000,00 maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata ve düğünde takılan takıların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, ailesi ile birlikte kalacağını bilerek evlendiğini, gelirinin bahsedilen kadar olmadığın, elinden geleni yaptığını ancak vizenin kadının hareketleri nedeniyle çıkmadığın, ailesine saygısız davrandığını ve onları tehdit ettiğini ileri sürerek boşanma talebini kabul ettiklerini belirterek, diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İlk Derece Mahkemesi KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarih ve sayılı 2018/603 Esas ve 2020/465 Karar sayılı kararı ile; kadına bağımsız konut temin etmeyen ve yurtdışında bulunduğu süreçte kadına maddî destekte bulunmayan erkeğin tam kusurlu olduğu; davacı dava dilekçesinde herhangi bir vakıa ileri sürmeden ziynetlerin iadesi talep etmiş, cevaba cevap dilekçesinde ise ziynetlerin davalı uhdesinde bulunduğunu beyan etmiştir. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde ziynetlerin davacıda olduğunu savunmuştur. 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi gereğince ziynetlerin kadının elinden zorla alındığını ya da iade edilmediğinin ispatı davacı kadına düşeceği, davacı kadın ziynetlerin elinden alındığın ya da geri verilmediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine, davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 850,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin tespit edilen kusurlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden bahisle kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı kadın tarafından maddî tazminat istemi nedeniyle ileri sürülen hususların maddî tazminatı gerektirir nitelikte bulunmadığından kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarih ve sayılı 2018/603 Esas, 2020/465 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ile ziynet alacağının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 06.01.2021 tarih ve 2020/588 Esas ve 2021/20 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarihli kararının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ilişkin gerekçesinin kendi içerisinde çelişkili olup 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık teşkil etmesi sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırmasına çelişkinin giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 08.10.2021 tarih ve 2021/157 Esas, 2021/1294 Karar sayılı kararı ile; davacı kadın yararına aylık 850,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat ile ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2022 tarihli ve 2022/40 Esas, 2022/768 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenilen vakıaların gerçekleştiği bunun yanı sıra tarafların birbirini tehdit ettiklerinin de anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğunun tespiti ile gerekçenin düzeltilmesine, belirlenen kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarını da ihlal ettiği, maddî ve manevî tazminat şartlarının kadın yönünden oluştuğu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve kusurun ağırlık derecesi de gözönüne alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri gereğince hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) üncü alt bendi gereğince kısmen kabulü ile hükmün bu kısmının kaldırılmasına, gerekçenin düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 15.02.2023 tarihli ve 2022/9958 Esas, 2023/589 Karar sayılı kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Daire kararında belirtilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kusur durumuna göre; eşine bağımsız konut sağlamayan, yurtdışında bulunduğu süreçte maddî destek sağlamayan ve eşini tehdit eden erkeğin, eşini tehdit eden kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata ve boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; erkeği kusurunun ağırlığı, paranın alım gücü değerlendirildiğinde davacı müvekkil lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının ve yoksulluk nafaka miktarının yetersiz olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının miktarı ile maddî tazminatın miktarı yönündne kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılıTürk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olup bozmanın amacına uygun değildir. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

3.Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.