"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/618 E., 2023/1495 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/427 E., 2021/143 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı eşin 26.06.2010 tarihinde evlendiklerini, birlikte yaşamadıklarını, işten çıktığında aldığı tazminatı bile ailesine verdiğini, davalının ailesinin herşeye müdahale ettikleri ve karıştıkları bu yüzden tarafların düzenlerinin bozulduğunu, davalının psikolojisinin bozulduğunu ve hırsını çocuklarından çıkarmaya başladığını, bu nedenle artık müvekkil için bu evliliğin işkence haline geldiği, hem taraflar hem de çocukları açısından bu evliliğin faydadan çok zarar meydana getirebilecek bir evlilik söz konusu olduğundan dava açma zorunluğunun hasıl olduğu, karşı tarafın bu süreçte Antalya 8. Aile Mahkemesinin 2019/343 Esas sayılı dosyası ile nafaka davası açtığını, bu dava ile nafaka davasının birleştirilmesini, tarafların boşanmalarına, çocukların tedbiren davacıya verilmesini, yargılama sonunda babada kalacak şekilde hüküm kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı 250,00 şer TL tedbir nafakasının, yargılama sonunda iştirak nafakası olarak devamına, davacı yararına 100.000,00 TL manevî, 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkiline hayatı zindan ettiği, evlendikleri günden sonra davacı erkeğin esrar ve uyuşturucu madde kullandığını, defalarca kez tedavi olmasını söylemesine rağmen devlet memuru olduğunu söyleyerek tedaviden kaçtığı, davacı kocanın evlenmeden önce bir çok suça karıştığını ve sabıkalı olduğunu bu nedenle büyük bir yıkım yaşadığı, davacı kocanın 2011 ve 2012 yılı başlarında bileklerini keserek intihar girişiminde bulunduğu, bu süreç içerisinde şizofren hastası olduğunu öğrendiği, davacı erkeğin evlendikleri günden bu güne kadar üzerine düşenleri yapmadığı, bir çok kez şiddet uyguladığı ve darp ettiği, ailesinin ve akrabalarının yanında küçük düşürücü söz ve hareketlerde bulunduğu, davacı kocanın sürekli olarak çocuklarını ve eşini bırakıp evi terk edip gittiği ve bunu alışkanlık haline getirdiği, karşı tarafın boşanmak için çocukları sürekli olarak koz olarak kullandığı, karşı yanın devlet memuru olduğu ve iyi bir gelire sahip olduğu, dava süresince iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere çocuklardan büyük olan için 750,00 TL, küçük çocuk için 500,00 TL ve kadın için 1.000,00 TL nafaka, 100.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminat, davacı karşı davalı tarafın davasının reddi ile karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı karşı davalı kocanın müvekkili sürekli tehdit ettiği için 6284 sayılı yasa gereği koruma tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı tarafın birleşen dava dilekçesinde özetle; hayatını idame ettirebilmesi için davacı lehine dava aşamasında tedbiren, dava sonunda da önlem/yardım nafakası olarak aylık 1.500,00 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin, eşine sürekli baskı yaptığı, eşine şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği ve bu şekilde kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadının da çocuklarına şiddet uyguladığı, eşine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, hakaret ettiği ve bu şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurlu olduğu, bu durumda tarafların eşit kusurları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve her iki tarafın da boşanmayı istediği göz önüne alınarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı tarafların boşanma davaların ayrı ayrı kabulüne, birleşen davalı karşı davacının açtığı tedbir nafakasına ilişkin birleşen davasının da kısmen kabul kısmen reddi ile 700,00 TL tedbir nafakasının birleşen dava tarihi olan 12.04.2019 tarihinden itibaren birleşen davalı erkek'ten alınarak kadına verilmesine, çocukların velâyetlerinin davacı-karşı davalı babaya verilmesine, velâyeti babaya verilen ortak çocuklar ile anne arasında; kişisel ilişki kurulmasına, boşanma davası açılmakla taraflar ayrı yaşamaya hak kazandığından birleşen dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, yargılama aşamasınca devamına karar kesinleştiğinde itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu oldukları anlaşıldığından birbirleri aleyhine istedikleri maddî manevî tazminat taleplerin ayrı ayrı reddine, davacı karşı davalı tarafın çocuklar için talep ettiği tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine, tarafların fazlaya ve başkaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlenmesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talebine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2-Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur, erkeğin kabul edilen davası, velâyet, nafaka miktarı, ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, davacı aleyhine reddedilen iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2-Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, nafaka miktarlarının düşük olduğu aleyhe reddedilen maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve iştirak nafakası talepleri, kabul edilen yoksulluk nafakası ve miktarı ile velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.