Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7153 E. 2024/6414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kişisel ilişki düzenlemesi, manevi tazminat miktarı ve velayet hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/743 E., 2023/1431 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kumluca 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/191 E., 2021/248 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı- davalı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince, kusur belirlemesi, nafakalar ile kadının boşanma davasındaki vekâlet ücretine ilişkin olarak verilen hüküm erkek vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle erkek vekili tarafından, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile kadın arasında uzun zamandır devam eden geçimsizliğin olduğunu, müvekkilinin bir öğlen eve geldiğinde çocukları mutfakta dondurma yerken gördüğünü, annesini sorduğunda yatak odasında söylediklerini, yatak odasının kapısının kitli olduğunu daha sonra davalının kapıyı açarak müvekkilini uzaklaştırdığını, müvekkilinin abdest almak için ebeveyn banyosuna gittiğinde .... isimli şahsın olduğunu, ....'nin evden kaçarak gittiğini, kadının .... ile bir ilişkisinin olduğunu kabul ettiğini, ortak çocukları ...'nın vücudunda morluklar gördüklerini, davalının evlilik birliği içerisinde sürekli hakaret dolu sözler sarf ettiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin dava sonuna kadar müvekkiline verilmesini, müvekkili için 1.000,00 TL, küçükler için 500,00'er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, müvekkili için 10.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı-davacı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gizli aşk iddiasının çirkin bir iftira olduğunu, yasak aşk yaşadığı iddia edilen kişinin erkeğin halasının oğlu olduğunu, erkeğin sürekli kıskançlık krizine girdiğini, ortak çocukları ...'ya şiddet uyguladığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, erkeğin daha önce müvekkilini benzer konularda suçladığını, davacı-davalının müvekkilinden sürekli şüphe duyduğunu, erkeğin evde olduğu zamanlarda müvekkili ve çocukları ile ilgilenmediğini sürekli telefon ile oynadığını, erkeğin evlilik birliğinin yükümlüklerini yerine getirmediğini, davacı-davalı erkeğin davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için aylık 1.000,00 TL, ortak çocuklar için ayrı ayrı 500,00'şer TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL nafakanın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 50,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyasının aynen iadesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının ortak çocuk ...'ya şiddet uyguladığı, dava dışı akrabası olan ... ile yakınlığının olduğu, dosyaya sunulan mesaj içerik kayıtlarında ... Abim isimli kişiyle Whatsapptaki görüşmelerde duygusal ve fiziksel yakınlığına delalet eden mesajlara rastlanıldığı, ...'ın akrabası ... ile birlikte evlilik birliği içerisinde olmasına rağmen sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte yakınlık duyduğu, kadının evliliğin sona ermesinde tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak, davacı-davalı erkeğe verilmesine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacı-davalı babaya verilmesine ve ortak çocuğun davalı-davacı kadın ile kişisel ilişki tesisine, çocuk ... 'ın velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesine ve ortak çocuğun davalı-davalı baba ile kişisel ilişki tesisine, erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı-davacı kadının boşanma davasının reddine, çocuk Mustafa için 09.03.2021 tarihli celsede ara karar ile takdir edilen 500,00 TL tedbir nafakasının 250,00 TL arttırılarak 750,00 TL'ye yükseltilmesine, 750,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, ziynet eşyası talebinin kabulü ile; 68.996, 22 TL ziynet bedelinin davacı-davalı erkekten alınarak, kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kişisel ilişki, aleyhine hükmolunan ziynet alacağı ve lehine hükmolunan tazminatın arttırılması gerektiği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında kişisel ilişki dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı-davalı erkeğin kişisel ilişki dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği, birden fazla çocuğun velâyet düzenlemesine konu edildiği durumlarda; kardeşlerin bir arada olabileceği şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması; çocukların sağlıklı gelişimi için gerekli olduğu, çocukların velâyeti farklı veliye bırakılması nedeniyle çocukların birbirlerini göremeyecek şekilde kişisel ilişki kurulması ve milli bayramların 2 ve 3. günü şeklinde kişisel ilişki kurulmasının da hatalı olduğu gerekçesi ile ilgili hükümlerin kaldırılarak asıl dava yönünden; velâyeti babaya verilen ortak çocuk ... ile davalı-davacı anne arasında her ayın 2. ve 4. Cumartesi günü saat 09.00 ila saat 17.00 saatleri arasında, dini bayramların 2. günü. saat 09.00 ila 3.günü saat 17.00 saatleri arasında olacak şekilde davalı-davacı anne tarafından çocuğun teslim alınarak süre sonunda babaya teslim etmek suretiyle kişisel ilişki tesisine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... ile davacı-davalı baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü saat 09.00 ila saat 17.00 saatleri arasında, dini bayramların 1. günü saat 09.00'dan 2. günü saat 17.00 saatleri arasında olacak şekilde davacı-davalı baba tarafından çocuğun teslim alınarak süre sonunda anneye teslim etmek suretiyle kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.07.2023 tarihli ek kararı ile; kesin kararların temyiz kabiliyeti bulunmadığından, davacı-davalı erkeğin ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz talebinin reddine karar vermiştir. Ek kararın tarafa tebliğ edildiği ancak temyiz edilmediği görülmüştür.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusurun kadında olduğunu belirterek dava dosyasının zina nedeniyle boşanma yönünden değerlendirilmemesi, kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı, ortak çocuk ...'nın velâyeti, ortak çocuk ... lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi, yoksulluk nafakası isteminin reddi, kadının davası yönünden vekâlet ücreti verilmemesi, ziynet alacağı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kişisel ilişki, manevî tazminatın miktarı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup erkek vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı vekilinin kusur belirlemesi ve nafakalara velâyet ve vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Davacı-davalı vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.