"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1555 E., 2022/2603 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/604 E., 2022/114 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında bir ev satın aldıklarını, ancak davalının mal kaçırmak maksadı ile evi muvazaalı olarak diğer davalı ...'a sattığını, kötü niyetle ev satan davalının evin yarı değerini ödemesini gerektiğini, gerçekte evin satılmadığını, davalının evi hala kullanmakta olduğunu, diğer davalı ...'un davalı ...'ın işçisi ve yakın arkadaşı olduğunu, evi alacak ekonomik durumunun bulunmadığını, ayrıca yine evlilik birliği içerisinde alınan evin diğer dairesinde kiracının oturduğunu, mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle kira gelirinin de 1/2 değerinin müvekkiline ait olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere mal paylaşımı sonucunda kira gelirinin ve edinilmiş malların yarısının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL' nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 25.04.2018 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 07.03.2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 75.866,50 TL' ye yükseltmiştir.
3.Davacı kadın vekili 22.04.2021 tarihli dilekçesiyle; 74,886,50 TL katılma alacağı talebini 256.015,26 TL artırarak toplam 330.881,76 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; evin, evlilik birliği fiilen bitmişken davalı ... tarafından yaptırıldığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2018 tarih ve 2015/362 E., 2018/264 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 75.866,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...' dan alınarak davacıya verilmesine, davanın diğer davalı ... bakımından husumet sebebiyle reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili; katılma alacağı miktarı belirlenirken 11.01.2008 tarihinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, davanın diğer davalı ... açısından da kabulü gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.11.2019 tarih ve 2018/2598 E., 2019/1944 K. sayılı kararı ile; ''İlk Derece Mahkemesince tefhim edilen kısa kararda; 75.860,50 TL katılma alacağının davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında 75.866,50 TL katılma alacağına hükmedilmek suretiyle; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir. Artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır ( TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, taşınmazın güncel sürüm değeri belirlenmeden katılma alacağına hükmedilmesi de hatalı olduğu'' gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyasının Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2021 tarih ve 2020/21 E., 2021/218 K. sayılı kararı ile; davanın davalı ... bakımından kabulü ile taleple bağlı kalınarak 75.866,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davanın, diğer davalı ... bakımından husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili; davalı ... yönünden davanın reddinin ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrasında yapılan ıslahın dikkate alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2021 tarih ve 2021/2212 E., 2021/2713
K. sayılı kararı ile; ''Belirsiz alacak davası 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) ile öngörülen ve alacaklıya bazı avantajlar sağlayan yeni bir dava türüdür. Sözü edilen hükme göre “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”. Şu hale göre davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Öte yandan alacaklı tarafından alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabilir. Belirsiz alacak davasını düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin gerekçesinde, birçok kez hak arama özgürlüğüne vurgu yapılmıştır. Yine alacaklının hukuki ilişkiyi, muhatabını ve talep edebileceği asgari tutarı bilmesine rağmen “alacağın tamamını tam olarak”tespit edemeyecek durumda olması da davanın nedenleri arasında sayılmıştır. Bu itibarla belirsiz alacak davasıyla ilgili yoruma gidildiğinde, alacaklının hak arama özgürlüğünün değerlendirilmesi gerekir. Bunun aksine ilgili hükmün, alacaklının hakkına ulaşmasını kısıtlayan şekilde ele alınması doğru olmaz. Dava konusu alacak karşı tarafın vereceği bilgi veya belgelerle belirlenecekse, alacak belirsiz kabul edilmelidir. Karşılaştırmalı hukukta geçerli olan bu kriter 107 nci maddesinin 2 nci fıkrasının başlangıcında “karşı tarafın vereceği bilgi sonucu” yargılama sırasında belirlenme olarak kabul edilmiştir. Yerleşik yargıtay uygulamalarına göre; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan artık değere katılma alacağı 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinde belirtilen belirsiz alacak davasıdır. Dolayısıyla davacının 22.04.2004 tarihli dilekçesi 2 nci ıslah talebi olmayıp bedel arttırım dilekçesidir. Ancak, davacı talep sonucunu 330.881,76 TL olarak arttırmasına rağmen peşin nispi harcı 500,00 TL olarak yatırmıştır. Bu durumda, mahkemece davacının yargılama sırasında yatırmış olduğu harçlar da dikkate alınarak eksik harcı tamamlaması için davacı tarafa süre verilmesi, yatırmadığı taktirde HMK 107/2 maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.'' gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın davalı ... bakımından kabulü ile 330.881,76 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...' dan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı ... bakımından davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davanın ispatı, katılma alacağı hesaplamasının ve miktarının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi. 6 ncı, 179 uncu, 202 nci, 219 uncu, 220 nci, 222 nci, 225 inci, 226 ncı, 227 nci, 229 uncu, 230 uncu, 231 inci, 235 inci maddesinin birinci ve 236 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.