"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/930 E., 2023/1017 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/684 E., 2022/52 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 04.05.2016 tarihinde evlendiklerini, evliliklerinden çocuklarının bulunmadığını, tarafların her ikisinin de ikinci evlilikleri olduğunu, tarafların ortak hanede kadının önceki evliliğinden olan kızı ve müvekkilinin önceki evliliğinden olan oğlu ile yaşadıklarını, evlilikten kısa bir süre sonra taraflar arasında sıkıntılar başladığını, davalının sürekli basit şeyler yüzünden tartışma çıkarmaya başladığını, sinirlerini kontrol edemediğini, ağlama krizlerine girdiğini, bu krizlerin sık sık tekrarlandığını, hatta davalının iki kez müvekkilinin üzerine saldırdığını ve kıyafetlerini parçaladığını, müvekkilinin komşulardan öğrendiğine göre davalının bu saldırıları aslında müvekkilini tahrik etmek amacıyla yaptığını, davalının "çok çabaladım ama ... bana vurmadı ben ona yapacağımı biliyorum. ...'e öyle bir kazık atacağım ki görecek o, donuna kadar alacağım" dediğini, davalının sürekli komşuları ve akrabaları arayarak müvekkilini kötülediğini, davalının bir kaç defa evi terk edip annesinin yanına gittiğini ancak müvekkilinin evliliği kurtarmak amacıyla davalıyı geri getirdiğini, en son 15.11.2020 tarihinde davalının eşyalarını toplayarak ve kızını da alarak evden gittiğini bu tarihten itibaren müvekkilinin davalıya telefonla dahi ulaşamadığını, evi terk etmeden önce müvekkiline 15.000,00TL değerinde 22 ayar bilezik ve altın aldırdığını, müvekkilinin evliliği kurtarmak için elinden geleni yaptığını ancak davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini belirterek tarafların boşanmalarına, 50.000,00TL maddî tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin eşini severek evlendiğini, davacı- karşı davalının evladını da severek sahiplendiğini, müvekkilinin sinir krizleri geçirmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, taraflar arasında çıkan tartışmalarda hırçın olan ve hatta müvekkilinin kızına bile kötü davrananın davacı- karşı davalı olduğunu, müvekkilinin kızı ...'nın evde dolaşmasının bile davacı- karşı davalının gözüne battığını, çocuk duş alırken suyunu kestiğini, bu kız çok duş alıyor dediğini, müvekkilinin kızı ve eşi arasında kaldığını, müvekkili kızını korumaya kalkınca maddî manevî olarak müvekkiline baskı uyguladığını, müvekkilinin kızının giderleri için tartışmalar çıkınca hemen işe girdiğini ve eve katkı sağladığını, müvekkilinin bu nedenle çok sıkıntı yaşadığını ve velâyetin değiştirilmesi davası açtığını daha sonra davasından vazgeçtiğini, davacının müvekkilinin kızına kötü davransa da müvekkilinin davacı- karşı davalının oğluna kötü davranmadığını, üzerine titrediğini, davacı- karşı davalının imar affına başvuruda yapmak için müvekkilinden düğünde takılan takıları talep ettiğini, müvekkilinin de geri vermesi koşuluyla altınları davacı- karşı davalıya verdiğini, dava dilekçesinde belirtilen altınların düğünde takılan altınların iadesi olduğunu, durduk yere davacı- karşı davalı tarafından müvekkiline altın alınmadığını, zaten davacı- karşı davalının da eşine altın alacak kadar özen göstermediğini, bu altınlar yeniden alınırken müvekkilinin ailesinin Afyon ilinde bulunan meyve bahçelerinde 3 ay çalıştığını, parasını eşine getirdiğini, bu para ile altınların geri alındığını, müvekkili ailesinin yanına gittiğinde davacı- karşı davalının sadece gidiş parasını verdiğini, dönüş parasını ailenden alırsın dediğini, 15 Kasım tarihinde davacı- karşı davalının ... bahanesiyle müvekkiline saldırdığını, abisi ile müvekkiline ağza alınmayacak sözler söylediklerini, müvekkili ben kızıma bakarım başımın çaresine bakarım dediğinde davacı- karşı davalının abisinin sen zaten rahat kadınsın dediğini, müvekkilinin de kızını alarak mecburen evden gittiğini, evlendiklerinde kızına babalık yaparım diyen davacı- karşı davalının evlendikten sonra tam aksine zihniyete büründüğünü, evlilik birliğinin davacı- karşı davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 04.05.2016 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının olmadığı, tanık beyanlarının bir kısmının taraflardan duyuma dayandığı, beyanlarda geçen bir kısım olaylardan sonra tarafların birlikte yaşadıkları, bu olayların affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı, davacı-karşı davalı tanığı ....'nin beyanına göre 2020 yılı Kasım veya aralık ayında taraflar arasında çıkan tartışmada kadının, erkeğe "bu adam değil, ben ...'in üstünü başını yırttım buna bile cevap vermiyor" dediği, üç gün kadar sonra davalı- karşı davacı kadının önceki evliliğinden olan kızı ile birlikte eşyalarını da alarak evden ayrıldığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalı- karşı davacı kadının kusurlu davranışları nedeniyle devamı kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- karşı davalı erkeğin bir kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi ile tarafların boşanmalarına; erkeğin maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL maddî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı- karşı davacı kadından alınarak davacı- karşı davalı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, esas davanın kabulü, karşı davanın reddi, erkek lehine verilen tazminat hükümleri yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece kadın aleyhine belirlenen ve gerçekleşen "bu adam değil, ben ...'in üstünü başını yırttım buna bile cevap vermiyor dediği, en son tartışmadan 3 gün sonra kızını da alıp evi terk ettiği" maddî vakıalarının sabit olduğu; davacı- karşı davalının istinaf talebinde bulunmaması nedeni ile kadına başkaca kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı; davacı- karşı davalı erkeğe atfı mümkün hiç bir kusurun ispat edilemediği; keza davalı- karşı davacı tanık beyanlarının bir kısmının duyumlardan ibaret olduğu, bir kısım olayların ise üzerinden uzun zaman geçtiğinin, evliliğin devam ettiği ve bu sebeple affedildiğinin, en azından hoş görü ile bakıldığının anlaşıldığı; affedilen ve hoş görü ile bakılan olaylardan dolayı karşı tarafa kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı; gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde ve maddî vakıa tespitinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaftaki nedenleri tekrar ederek kararın erkeğin davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi ile erkek yararına hükmedilen maddî tazminat yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, erkek yararına maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.