Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7177 E. 2024/4855 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına yoksulluk nafakası takdiri doğru olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının Almanya'da düzenli ve sürekli geliri olduğunun tespit edilmesi ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşılması nedeniyle, yoksulluk nafakası takdiri için yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/553 E., 2023/1018 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozdoğan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/295 E., 2020/262 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşağıladığını, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadını ve ortak çocukları tehdit ettiğini, yatağını ayırdığını, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl yüzde yirmi oranında arttırılmasına, 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla yetkili mahkemenin Alman Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşağıladığını, erkeği boşanmakla tehdit ettiğini, cinsel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyada bulunan nüfus kayıtları, taraf beyanları, ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, işbu davanın yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davalı erkek vekilinin yetki itirazının yerinde olmadığı, davanın esası yönünden yapılan incelemede ise her ne kadar dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında kadın tarafından boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle boşanma talep edilmişse de dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında kadın tarafından dayanılan birtakım vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve bu vakıaların erkeğe yüklenemeyeceği, bir kısım vakıalara yönelik ise tanıkların bizzat görgüye dayalı beyanları olmadığı, tarafların arasındaki geçimsizlikte erkekten kaynaklanan kusurlu davranışın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, ortak çocuk ...'nin geçici velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk ... yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu, tedbir nafakası miktarlarının ise az olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tedbir nafakalarının hatalı olduğu, ortak çocuk ...'in ergin olduğu tarihin hatalı yazıldığı belirtilerek; tedbir nafakaları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, erkeğin, kadın ve ortak çocuklarla ilgilenmediği, kahve alışkanlığı olduğu, boş zamanlarında kahveye gittiği, ortak çocuklara kötü muamelelerde bulunduğu, kadının ise erkeğe aşağıladığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazarana ağır kusurlu olduğu ve davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun beyanı dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinin ortak çocuk ...'nin üstün yararına olacağı, kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakası takdiri ve miktarlarının doğru olduğu, ancak ortak çocuk ... Selahahttin'in ergin olduğu tarihin hatalı yazıldığı, ortak çocuk ...'nin yaşı ve ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına iştirak nafakası takdiri gerektiği, ortak çocuk ...'in ise ergin olduğu ve iştirak nafakası takdir edilemeyeceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ...'in yargılama sırasında ergin olduğu dikkate alınarak velâyet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki konularından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının her yıl TÜFE'yi geçmemek üzere ÜFE oranında arttırılmasına, ortak çocuk ... yararına ergin olduğu tarih olan 16.01.2019 tarihinde kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl TÜFE'yi geçmemek üzere ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminat, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, kadının ise tam kusurlu olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk ... yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunmuş ise de; toplanan delillerden davacı kadının, Almanya'da yaşadığı, 2019 yılı için aylık 1.250 Euro maaşının olduğu, düzenli ve sürekli gelir elde ettiği, bu nedenle kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.