"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1144 E., 2023/1123 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/231 E., 2021/387 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen (3 adet 22 ayar 20 gram bilezik (18.000,00 TL), 1 adet 14 ayar 40 gram takı seti (10.000,00 TL)'nin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 28.000,00 TL toplam bedelin, 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 27.000,00 TL'sine ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle erkekten alınarak kadına iadesine) ziynet alacağı bedelinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin ise diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının babasının iş yerine gelerek mala zarar verdiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, ortak konuttan kovduğunu, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından evin inşaatında kullanılmak üzere alındığını ve iade edilmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, ziynetlerin aynen iadesini, kabul edilmemesi durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kadın vekili 30.03.2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynet alacağı davasının 6 adet 20'şer gram bilezik, 3 adet 10'ar gram bilezik, 1 adet takı seti olmak üzere kabulü ile belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde faizi ile birlikte toplam 52.000,00 TL ziynetlerin bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, birlik görevini ihmal ettiği, hakaret ve tehdit ettiği, kadının babasının iş yerine gelerek iş yerinin camlarını kırdığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ve ceza dosyası içeriği ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun fiilen anne yanında kaldığı, yaşı dikkate alındığında anne sevgi ve ilgisine muhtaç olduğu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı, gelirinin ve mal varlığının olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği dikkate alınarak kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, evlilik süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise dava konusu ziynetlerin erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğinin dinlenen tanık beyanı ile ispatlandığı dikkate alınarak ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 3 adet 22 ayar 6*20 gram bilezik bedeli 18.000,00 TL, 1 adet 14 ayar 40 gram takı seti bedeli 10.000,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, tazminat ve nafaka miktarlarının çok az olduğu, ziynetlerin öncelikle aynen iadesi talebi olmasına rağmen bu konuda karar verilmemesinin hatalı olduğu, fiili ödeme günündeki değerin ödenmesi talebi olduğu, dava tarihindeki değerin esas alınmasının hatalı olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, ziynet eşyalarının varlığının ispatlanamadığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakası takdiri ile miktarlarının isabetli olduğu, kadının çalışmaya başladığı, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği bu sebeple kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğu, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak iştirak nafakası miktarının az olduğu, kusur durumu dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında tazminatların miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise İlk Derece Mahkemesi tarafından 3 adet 22 ayar 20'şer gram bilezik ile bir adet takı seti üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ancak toplam bedelin tamamına ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğu, ayrıca kadının aynen iade yönünde talebi olmasına rağmen bu talep ile ilgili karar verilmemesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 3 adet 22 ayar 20 gram bilezik (18.000,00 TL), 1 adet 14 ayar 40 gram takı seti (10.000,00 TL)'nin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 28.000,00 TL toplam bedelin, 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 27.000,00 TL'sine ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle erkekten alınarak kadına iadesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile yoksulluk nafakası talebinin reddi ve manevî tazminat miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise tedbir nafakası ve tazminatların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyizi, temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin ise diğer hususlara yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.