"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/738 E., 2023/919 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/205 E., 2022/48 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; yaklaşık 12 - 13 aydır ayrı yaşadıklarını, kadının çocuklarının yanında hakaretlerde bulunduğunu, kızına, erkeğe ve erkeğin annesine şiddet uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, çocuk için aylık 600,00 TL nafakaya, 120.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin silahla fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşyalara zarar verdiğini, müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına,100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evine ve çocuğuna bakmadığı, çocuğu ile ilgilenmediği, evde temizlik, yemek yapmadığı, kafasına göre gezmeye gidip gece geldiği, eşine bıçakla saldırdığı, erkeğin inşaattan düştüğü, belinden ve kolundan ameliyat olduğu, elinin alçıda olduğu, kadının eşinin koluna terlik fırlattığı, balta ile vurmaya çalıştığı, kapıları kırdığı, soba süngüsü ile davacı karşı davalının koluna vurduğu, kadının müşterek çocuğa da şiddet uyguladığı, evden ayrılmadan önce erkeğin annesini dövdüğü, buna karşılık erkeğin de kadına şiddet uyguladığı, bu sebeple kkadının birçok kez babasının evine gittiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin maddi tazminat isteminin ve iştirak nafakası isteminin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı yapıldığını, yerel mahkemece tarafların eşit kusuru olduğundan bahisle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, velayeti kendisine verilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu,kadın lehine hükmedilen nafaka miktarlarının yüksek olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, kadın için kabul edilen nafakalar ve miktarları, reddedilen maddi tazminat ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu olan tarafın erkek olduğunu, mahkemece müvekkilinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin çocukla kişisel ilişki kurmasının erkek tarafından engellendiğini, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini kabul etmediklerini, mahkemece hükmedilen nafaka miktarının oldukça az olduğunu, ortak çocuk ile anne arasında kurulan şahsi ilişki tesisi süresinin kısa olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen tazminatlar, nafaka miktarı, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, kadın için kabul edilen nafakalar ve miktarları, reddedilen maddi tazminat ve iştirak nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen tazminatlar, nafaka miktarı, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, erkeğin maddi tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmadığı, kurulan kişisel ilişkinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı- karşı davalı ile davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kadının evine ve çocuğuna bakmadığı, çocuğu ile ilgilenmediği, evde temizlik, yemek yapmadığı, kafasına göre gezmeye gidip gece geldiği, eşine bıçakla saldırdığı, erkeğin inşaattan düştüğü, belinden ve kolundan ameliyat olduğu, elinin alçıda olduğu, kadının eşinin koluna terlik fırlattığı, balta ile vurmaya çalıştığı, kapıları kırdığı, soba süngüsü ile davacı karşı davalının koluna vurduğu, kadının müşterek çocuğa da şiddet uyguladığı, evden ayrılmadan önce erkeğin annesini dövdüğü, buna karşılık erkeğin de kadına şiddet uyguladığı, bu sebeple kadının birçok kez babasının evine gittiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tespit edilen kusurlarının yerinde olduğu kabul edilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre davalı- karşı davacı kadın ağır, davacı- karşı davalı erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Davalı- karşı davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
5.Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorundadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin maddi tazminat isteminin reddi, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin maddi tazminat isteminin reddi, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı- karşı davalı erkeğin ve davalı- karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.