Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7198 E. 2024/3476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin, eşinin açtığı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, velayet ve kişisel ilişki tesisi hususlarında yerel mahkeme kararının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalı erkeğin evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklı boşanmaya sebebiyet verdiğine ve çocukların velayetinin anneye verilmesinin uygun olduğuna dair kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/730 E., 2023/858 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gökçebey Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/40 E., 2021/177 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma kararı verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının bağımsız konut açmadığını, çalışmadığını ve ihtiyaçları karşılamadığını, davalının annesinin hiç bir yere gitmesine izin vermediği gibi uygunsuz sözler söyleyerek karaladığını, davalının kendisini öldürmekle tehdit ettiğini, davalının 15 Temmuz darbe girişimindeki eylemleri nedeni ile bir çok müebbet hapis cezası aldığını, davalının şu anda Silivri Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunu, davalının gerçekleştirdiği eylemler gözönüne alındığında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; eşinin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, darbe girişiminde bir suçunun olmadığını, eşinin kendisini desteklediğini ve yanında olduğunu, 2019 Nisan ayına kadar annesinin yanında kaldığını, sonra ise ailesinin yoğun baskıları sonucu babasının evine döndüğünü, bu süreçten sonra söylem ve davranışlarının değişmeye başladığını, eşine ciddi bir aile baskısı yapıldığını, eşinin bu şekilde psikolojik şiddete maruz kaldığını, boşanma kararını aile baskısı üzerine aldığını, boşanmak istemediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, evlilik birliğinin yüklediği ekonomik yükümlülükleri ihlal ettiği, düzenli bir işte çalışmayarak eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığı, bağımsız konut tesis etmediği, eşine kayınvalidesi ile birlikte yaşamasından kaynaklanan olumsuzluklar yaşattığı, cezaevinde bulunduğu süre zarfında da evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, davacıya dosya kapsamında ileri sürülen deliller ve tanık anlatımları doğrultusunda atfedilecek bir kusur bulunmadığı, davalının boşanmaya sebep olaylarda tam kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, ortak çocukların yaşı, anneleri ile olan ilişkisi, alıştığı ortam, davalının uzun süredir cezaevinde bulunuyor olması ve sosyal inceleme raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde velayetlerinin davacı anneye bırakılmasının çocukların yüksek yararına olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, çocuklar ile davalı baba arasında çocukların yaşı, babanın hüküm özlü olarak tutuklu olması ve cezaevinde görüş koşulları ve fiziken ayrı şehirlerde bulunuyor olmaları nazara alınarak çocukların üstün yararı gereği bu aşamada kişisel ilişki tesis edilmemesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne yönelik kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, velayeti anneye verilen çocuklarla baba arasındaki şahsi ilişkinin değişen şartlara göre her zaman kurulmasının mümkün bulunduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velayet ve kisişel ilişki düzenlemesinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.