"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/40 E., 2023/823 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uzunköprü 2. Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/386 E., 2022/365 K.
Taraflar arasındaki aile konutu tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Edirne ili, ... ilçesi, ... beldesi hudutları dahilinde bulunan 6390 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı müvekkilinin eşi ... adına, intfia hakkının ise müvekkili adına kayıtlı olduğunu, muris ile müvekkilinin ortak çocuklarının bulunmadığını, davalılar murisin kardeşleri olup, müvekkili ile birlikte mirasçı olduklarını, dava konusu taşınmazda müvekkili ile birlikte murisin evlendikleri tarihten bu yana birlikte oturduklarını ve aile konutu olarak kullandıklarını, halen de müvekkilinin dava konusu taşınmazda oturduğunu belirterek Edirne ili, Uzunköprü ilçesi, Kırcasalih beldesi hudutları dahilinde bulunan 6390 parsel sayılı taşınmazın muris ...'nin ölüm tarihinde aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde; Aile konutu şerhi tarafların evlilik süreci içerisinde konulan bir tedbir olduğunu, boşanma kararının kesinleşmesi veya ölüm ile sona erdiğinden anılan şerhin ...'nin ölümünden sonra tapu kaydına konulmasının mümkün olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde; ...'nin vefat ettiğini, bu sebeple şerhin hükmünün kalmadığını, dava konusu taşınmazda intifa hakkı bulunduğu için davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, dava konusu arsa üzerinde 2 katlı ev bulunduğunu ve bu yapının alt katında kiracı oturduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı ... cevap dilekçesinde; ...'nin vefat ettiğini, bu sebeple şerhin hükmünün kalmadığını, dava konusu taşınmazda intifa hakkı bulunduğu için davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, dava konusu arsa üzerinde 2 katlı ev bulunduğunu ve bu yapının alt katında kiracı oturduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4.Davalı ... cevap dilekçesinde; ...'nin vefat ettiğini, bu sebeple şerhin hükmünün kalmadığını, dava konusu taşınmazda intifa hakkı bulunduğu için davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, dava konusu arsa üzerinde 2 katlı ev bulunduğunu ve bu yapının alt katında kiracı oturduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5.Davalı ... cevap dilekçesinde; ...'nin vefat ettiğini, bu sebeple şerhin hükmünün kalmadığını, dava konusu taşınmazda intifa hakkı bulunduğu için davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, dava konusu arsa üzerinde 2 katlı ev bulunduğunu ve bu yapının alt katında kiracı oturduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6.Davalı ... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş, davaya cevap vermemiş, kendisini vekille de temsil ettirmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf ve tanık beyanları, nüfus kaydı, tapu kaydı ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacının 08.02.1977 tarihinde ... ile evlendiği, ...'nin 05.12.2019 tarihinde vefat ettiği, dava konusu "Edirne ili, ... ilçesi, ... Beldesi imar planı içerisinde kalan 6390 nolu parselin davacının eşi adına kayıtlı olduğu, taşınmazın vasfının tapu kaydında arsa olarak gözüktüğünden dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapıldığı, parsel üzerinde kat irtifa hakkı ve kat mülkiyeti tesisi kurulmamış zemin kat + 1 katlı toplam 2 katlı binanın olduğu, dava konusu taşınmazın ... ve ... çifti tarafından evlendikleri tarihten beridir sürekli olarak barınmak üzere kullanıldığı, aile konutları olduğu, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davası konusu taşınmazın 05.12.2019 tarihinde vefat eden ... ile davacı eşi ...'nin aile konutunun olduğunun tespitine, yargılama gideri ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine maktu vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ...'nin vefat ettiğini, aile konutu şerhinin hükmü kalmadığını, dava konusu taşınmazda intifa hakkı bulunduğundan, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, ayrıca dava konusu arsa üzerinde 2 katlı ev olduğunu, alt katında kiracı oturduğunu, davacı tarafın 2 katlı evin hangi kısmı için aile konutu şerhi konulmasını istediğini açıklamadığını, aile konutu şerhinin tapu kütüğünde kaydı bulunan taşınmazlar yönünden konulabileceğini, taşınmazın tapu kütüğünde arsa olarak gözüktüğünü, parsel üzerinde kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmamış zemin kat + 1 kat olmak üzere 2 katlı bina olduğunu, bu nedenle aile konutu olduğunun tespitine karar verilemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Yapılan inceleme sonucu; Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır.
Somut olayda, davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde TMK'nın 652. maddesi gereğince dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için dava açacaklarını beyan etmiştir. Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz ise de davacının aile konutunun kendisine özgülenmesine dair yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. Taşınmazın tapu kaydında arsa olarak gözükmesi ve arsa üzerinde bulunan iki katlı bina üzerinde kat irtifakı ya da kat mülkiyetinin kurulmamış olması, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davası açılmasına engel teşkil etmemektedir.
Tarafların murisi ... ile davacı ...'nin 08.02.1977 tarihinde evlendiği, muris ...'nin 05.12.2019 tarihinde vefat ettiği, dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin tarafların murisi ...'ye ait olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ... lehine intifa hakkı bulunduğu, Uzunköprü İlçe Nüfus Müdürlüğünün 06.05.2022 tarihli müzekkere cevabından, davacı ile muris Selmiye'nin 08.02.2007 tarihinden itibaren ikamet adreslerin dava konusu taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıkları, davacının eşi muris Selmiye ile birlikte dava konusu taşınmaz üzerine bulunan binanın üst katında oturduğu, binanın alt katında davacı ve murise göz kulak olmak üzere Şener Sivri'nin 17 yıldır oturduğu, Şener Sivri alt katta oturmaya başlamadan önce de tarafların taşınmazın üst katında oturduğu, alt katta kimsenin oturmadığı şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Dava konusu arsa niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan zemin+1. kattan oluşan binanın 1. katının, davacı ve muris tarafından aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince taşınmazın tamamının aile konutu olduğuna ilişkin verilen kabul kararı usul ve yasaya aykırı olduğu " gerekçesiyle bir kısım davalılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile dava konusu Edirne ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... mevkii, 6390 ada, 645,25 m2 arsa niteliğinde tapuya kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan zemin+1. kat niteliğinde bulunan binanın 75 m2 yüzölçümlü, 2+1 odadan oluşan 1. katının, davacı ve muris eşi Selimiye Kastamoni'nin vefatına kadar aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bölünemez nitelikte olan, kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurularak bağımsız bölümlere ayrılmadığı ve zaten aslında 2 katlı dublex ev niteliğinde olan bir evin bir katının tüm evden ayırarak sadece o kısmı için aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesinin mevcut durumla bağdaşmadığı, zira dava konusu taşınmazın tamamını davacı müvekkil ile eşi ... tarafından bir bütün olarak kullanıldığı ve müvekkil eşinin ölümünden sonra da kullanılmaya devam ettiği, kısaca muris ...’nin ölüm tarihinde binanın tamamı nın aile konutu olduğu, tarafların çocukları olmadığından yeme-içme, alışveriş dahil he konuda yardımcı olan bir aileyi yanlarına aldıkları ve birlikte yaşadıkları, halen de bu şekilde devam ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan murisin ölüm tarihi itibariyle taşınmazın tarafların aile konutu olduğunun tespitine yönelik davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.