Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7240 E. 2023/4655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve ziynet alacağı talebinin hukuka uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, yerel mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1457 E., 2022/1764 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/750 E., 2021/584 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının ise düğün günü erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğini, kadına kullanmak için dahi verilmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, ortak konuta misafir kabul etmediğini, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğuna kötü davrandığını, hakaret ettiğini, erkeğin telefonuna casus program yüklediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, intihara teşebbüs ettiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların öncelikle akıl hastalığı hukuki sebebiyle kabul edilmediği takdirde ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiye boşanmalarına, asıl boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına karşı küçük düşürücü sözler söylediği, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadını ve kadının yakınlarını tehdit ettiği, erkeğin, sadakatsizliğinin birden fazla kez olduğu ve kadının, erkeğe bu davranışından ötürü affettiğinden bahsedilemeyeceği, kadının ise birlik görevini ihmal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların bakımı ve gözetimi ile kadının ilgilendiği, kadının velâyet görevini yerine getirmediğine dair somut bir iddia olmadığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriğinde velâyetin anneye verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, ortak çocukların üstün yararı dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden işbu karar kesinleşinceye kadar aylık 350,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 350,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden işbu karar kesinleşinceye kadar 400,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra 500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddi ile kadının ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede; kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının kasada olduğu, kasanın anahtarının ise erkekte bulunduğu, kadının, annesinin evine döndüğünde üzerinde hiçbir takısının bulunmadığı, talep edilen ziynetlerin varlığının ispatlandığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile ziynet alacağının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte ziynet bedeli olan 70.122,06 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve erkeğe yüklenecek kusurlu davranışın ispatlanmadığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının tazminat taleplerinin kabulü ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usula ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağın davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına tazminata hükmedilmesinin ve tazminat miktarlarının isabetli olduğu, ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde ise herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde ise İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesinde usul ve esas yönünde hata edilmediği, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu belirtilerek; davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, İlk Derece Mahkemesince aynen iadesine karar verilen ziynet eşyalarının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki altın kuru üzerinden hesaplama değerinin 2022 yılı temyiz kesinlik sınırının üstünde kaldığı anlaşılmakla ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un 1 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinici fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 220 inci ve 222 nci maddesi, 226 ıncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.