"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1466 E., 2023/2123 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/339 E., 2023/67 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, davalı-davacı erkek tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir karşı dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davalı-davacı erkeğin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının dayandığı vakıaları delillerle ispatlayamadığı iddia edilerek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, ortak çocukları kendisine karşı kışkırttığını, ortak konuttan kovduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutun eşyalarını satışa çıkardığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2018 tarih ve 2016/486 Esas, 2018/12/ Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davacı kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmışsa da tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacı kadının dayandığı vakıaları ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07.2019 tarih ve 2019/2116 Esas, 2019/2114 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, dava dilekçesinin erkeğe tebliğinin usulsüz olduğu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmadan ön inceleme aşamasına geçildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanması ve sonrasında ön inceleme duruşması için gün tayin ederek tarafların delillerinin toplanması ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, kadının, dava dilekçesinde 25.000,00 TL maddî tazminat isteminin, boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmadığı ve nispi harcın ikmal edilmesi gerektiği belirtilerek; davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksikler ikmal edilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, ekonomik şiddet uyguladığı, kadına ve ortak çocuklara zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığı, kadına psikolojik şiddet uyguladığı, birlik görevini ihmal ettiği, kadına hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek tarafından usulüne uygun olarak harcı yatırılmak suretiyle açılmış karşı dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine, ortak çocukların yargılama sırasında ergin olduğu anlaşıldığından velâyet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 700,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk ... yararına ergin olduğu tarihe kadar aylık 700,00 TL tedbir nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, kadının ziynet alacağı talebinin işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin yasal şartları oluşmayan tazminat ve nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, kadının davasının reddi ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının süresinde delile dayanmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının süresinde sunmadığı delil listesinin hükme esas alınmasının hatalı olduğu, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkek yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği vakıaları kusur olarak yüklenmişse de bu vakıalara kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, yine her ne kadar kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmişse de kadının maddî tazminat isteminin boşanmanın fer'îlerine yönelik olmadığı, harca tabii olduğu, kadının 25.000,00 TL'lik bu talebi yönünden tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiği, kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında erkek tarafından tazminat ve nafaka talebinde bulunulmadığı ve İlk Derece Mahkemesi tarafından bu taleplerin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davalı erkeğin istinaf itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının maddî tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat ve nafaka talepleri bulunmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, asıl davada kadın tarafından delil listesinin süresinde sunulup sunulmadığı, asıl davada usulünce tanık deliline dayanılıp dayanılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesi, 141 inci maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.