Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7252 E. 2024/4822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka, vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/75 E., 2023/1364 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıveliler Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/13 E., 2021/80 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın asıl dava dilekçesinde; erkeğin sürekli hakaret ettiğini, yaptığı işi beğenmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının ailesi ile görüşmesini istemediğini, telefonunu aldığını, ailesi ile görüşmek istediğinde erkeğin ailesinin yanına götürdüğünü, burada ortak çocuğun kadının annesine kadının başına gelenleri anlattığını, kadın tekrar evine döndüğünde kadının annesinin şikayette bulunduğunu, jandarmanın kadını aldığını, kadının da erkekten şikayette bulunduğunu, 15.02.2020 tarihinde kadını annesine teslim ettiklerini, bu tarihten beri kadının evinden ve çocuklarından ayrı olduğunu, erkeğin çocukları kadına göstermediğini, 1 senedir erkek ile iletişim kurmadıklarını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek asıl cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, evliliğin başında her şeyin güzel gittiğini, ancak zamanla kadının davranışlarında anormallik fark ettiğini, kendini ifade ederken zorlandığını, kadının ailesinin evliliğe sürekli müdahalede bulunduğunu ve kadını yönlendirdiğini, kadının sürekli annesinin yanına gitmek istediğini, 2018 yılı Mart ayı içinde kadının ve annesinin aleyhine şikayette bulunduğunu, takipsizlik kararı verildiğini, kadının 2019 yılı Mart ayından beri eve hiç gelmediğini, ortak çocuklara bakamayacağını söylediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının uzun süre evi terk edip eşini ve çocuklarını ihmal ederek yükümlülüklerini yerine getirmediği; erkeğin ise eşiyle ilgilenmediği, 1 yıl boyunca arayıp sormadığı, eşinin elinden cep telefonunu alarak ailesiyle irtibat kurmasına engel olduğu ve eşine bu gibi kısıtlamalar getirdiği eşine gereken saygıyı göstermediği, onur kırıcı hakaretlerde bulunduğu, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, erkeğin 2018 yılından beri çalışmıyor olması nedeniyle kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka, velâyet yönünden yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın ve fer'î taleplerin kabulü, kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 165 inci maddesine dayalı boşanma davasının bulunmadığı, kadının akıl hastalığı nedeniyle davranışlarının iradi olmadığı, kadına kusur yüklenemeyeceği, erkeğe verilen kusurların ise yerinde olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu, bu durumda erkeğin davasının reddi gerektiği, kusuru bulunmayan kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadının karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, erkeğin karşı davasının reddine; erkeğin karşı davasının reddi ile asıl davada ortak çocukların velâyeti hususunda hüküm kurulmadığından kararın asıl davanın hüküm kısmındaki ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine kadının velâyet talebinin reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının tedbir ve iştirak nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesi gerektiğini, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesine rağmen lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini, asıl davada da lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini, vekilin vekâlet ücretinin adli yardım nedeniyle Hazineden karşılanması gerektiğini, karşı tarafın adli yardımlı olması nedeniyle ondan tahsilin mümkün olmadığını belirterek velâyet, hükmedilen nafakaların miktarı, asıl ve karşı davada vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının akıl hastalığının dava devam ederken ortaya çıktığını, bu nedenle akıl hastalığına dayalı dava olmamasının aleyhine yorumlanmaması gerektiğini, erkeğe yüklenen kusurların somut delil ile ispatlanmadığını belirterek hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden de kararı temyiz ettiklerini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, vekâlet ücreti ve yargılama gideri, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 405 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı-davalı vasi ve ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.