Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7263 E. 2024/4835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadına yüklenen kusurlardan birinin ispatlanamaması ve davacı erkeğin ağır kusurlu olmasına rağmen tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi, ayrıca bu sebeple az kusurlu kabul edilmesi gereken kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1486 E., 2023/1770 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/828 E., 2023/246 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının tümüyle kaldırılmasına, yeni hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; erkeğin davalı kadın ile olan evliliğinin ikinci evlilik olduğunu, kadının evlilik birliği içinde iki kez uzun süreli evi terk ettiğini, sözlü saldırılarda bulunduğunu, erkeğin önceki evlilikten olan kızıyla ilişkisi olduğunu ve kızını hamile bıraktığını, kızının çocuğu aldırdığını söyleyerek erkeğe iftirada bulunduğunu, erkeğin insan içine çıkamaz olduğunu, erkeğin ortak çocuk ...'i dövmediği halde dövdüğü yönünde şikayette bulunduğunu, neden yalan konuşuyorsun diye sorunca "sana daha neler yapacağım" dediğini, kadının annelik ve eşlik görevlerini yerine getirmediğini, 5 yıldır ayrı yatakta yattığını, 2020 yılı Nisan ayında evi terk ettiğini, otizmli ortak çocuğu tedaviye götürmediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadının velâyetleri almak istememesi halinde velâyetlerin babaya verilmesine,erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin gönderdiği mesajda hakaret ederek öldürmekle tahdit ettiğini, erkeğin ortak konutu satarak çocuklarla birlikte kadını evden attırdığını, ortada bıraktığını, ilk evliliğinden olan çocukları için kadınla evlendiğini dile getirdiğini, kadını hamileyken dövdüğünü, bu nedenle kadının 5 kez düşük yaptığını, ortak çocukları olan ...'un otizimli olduğunu, onun hamileliğinde de fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenle açılan ceza davasında ceza aldığını, erkeğin sürekli ağır hakaretler ettiğini, evi terk ettikten sonra başka bir kadınla birlikte yaşadığını belirterek davanın reddine, boşanma halinde ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2021 tarih, 2021/45 Esas ve 2022/498 Karar sayılı kararı ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek vekili tarafından davanın reddi, kusur belirlemesi ve vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nin 14.12.2022 tarih, 2022/2999 Esas, 2022/3763 Karar sayılı kararı ile erkeğin maddî tazminat talebinde bulunurken evlilik için yaptığı masrafları da dahil ettiğini de belirttiği, bu halde boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan tazminat talebinde de bulunduğunun anlaşıldığı, bu yönde talebinin açıklattırılarak boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat talebi yönünden gereken harç ve görev hususu dikkate alınıp tefrik kararı verilmesi gerektiği, erkeğin istinaf başvurusunun bu aşamada maddî tazminat yönünden kabulü ile kararın, istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen kısımlar dışında kaldırılarak, dosyanın belirtilen eksiklikler giderildikten sonra, kaldırılmasına karar verilen tüm yönlerle ilgili yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre erkeğin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin ise evlilik birliği içerisinde başka bir kadın ile birlikte yaşadığı, bu kadınla kendi aralarında nişanlandıkları, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusurun yanlış değerlendirildiğini, kadının erkeğin öz kızı ile ilişkisi olduğunu akrabalara yalan yanlış şekilde anlatmasına erkeğin daha fazla dayanamadığını, kızının kadın aleyhine suç duyurusunda bulunduğunu, evliliğin bu sebeple sarsılmış olduğunu, tarafların fiili olarak ayrılmasından 1 yıl sonra erkeğin başka bir kadınla nişanlandığını, davanın erkek lehine olacak şekilde kabulü gerektiğini, lehe vekâlet ücretine takdir edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi, kusur belirlemesi ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kusurunun ispatlanamadığı ve erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamından kadının erkeğe "terbiyesizsin, ahlaksızsın, sana iki üniversite okumuş diyen yalan" şeklinde hakaret ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği ve erkeğin, öz kızı ile aralarında ilişki yaşadıklarına dair çevrede dedikodu yapılmasına neden olduğu anlaşılmakla bu kusurlu davranışların kadına yüklenmesi gerektiği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kararın tümüyle kaldırılmasına, açıklanan gerekçeye uygun şekilde yeni hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin nafaka ve tazminat talepleri ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin gerekçede belirtildiği şekilde hakaret iddiasında bulunmadığını, bu nedenle bu kusurun kadına yüklenmesinin hatalı olduğunu, yüklenen diğer kusur yönünden ise erkeğin gayri resmi birlikte yaşadığı kişinin tanık olarak verdiği beyanın duyuma dayalı olduğunu, erkeğin diğer tanıklarının ise bu konuda beyanda bulunmadıklarını, kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, boşanmaya karar verilmesi halinde dahi kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen tedbir, iştirak, yoksulluk nafakalarının miktarlarının düşük olduğunu, vekâlet ücreti, yargılama gideri ve harçlara ilişkin hükümlerin de hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı, tazminatların reddi, vekâlet ücreti, yargılama gideri ve harçlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı, tazminatların reddi, vekâlet ücreti, yargılama gideri ve harçlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının, erkeğe "terbiyesizsin, ahlaksızsın, sana iki üniversite okumuş diyen yalan" şeklinde hakaret ettiğinin, aşağılayıcı sözler söylediğinin ve erkeğin, öz kızı ile aralarında ilişki yaşadıklarına dair çevrede dedikodu yapılmasına neden olduğunun sabit olduğu belirtilerek kadına kusur yüklenmiş ve taraflar eşit kusurlu bulunmuş ise de, kadına yüklenen erkeğin, öz kızı ile aralarında ilişki yaşadıklarına dair çevrede dedikodu yapılmasına neden olma kusuruna ilişkin tanık beyanı soyut olduğundan, bu kusurun kadına yüklenmesi doğru görülmemiştir. Taraflara yüklenen diğer kusurlar ise sabittir. Mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3.Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken kadının tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.