Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7280 E. 2024/3408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, maddi ve manevi tazminat talepleri, velayet, tedbir nafakası ve iştirak nafakasının miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçları gözetilerek belirlenmesi gereken iştirak nafakasının düşük miktarda hükmedilmesi, hakkaniyet ilkesine aykırı bulunarak bozulmuş, diğer hususlarda ise yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/597 E., 2023/901 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/399 E., 2022/24 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiklerini, bu evlilikten iki çocuklarının bulunduğunu, evliliklerinin başından beri bir takım geçimsizlikler yaşadıklarını, ancak her şeye rağmen çocuklarının hatırına tüm olumsuzluklara katlandıklarını, davacının davalıya karşı hakaret, fiziki ve psikolojik şiddet eylemlerinin bulunduğunu, tarafların psikiyatri aile danışmanına, Bolu Müftülüğünün aile danışmanına başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını, tarafların kurban bayramından beri ayrı yaşadıklarını, davacının babasının evine sığınmak zorunda kaldıklarını, tarafların evliliğinin fiilen bittiğini, evliliğin bu şartlarda devamının mümkün olmadığını, davalı erkeğin eşine karşı sevgi ve saygısının bulunmadığını, davacıyı eş olarak görmediğini, evliliğin devamının davacıyı ve çocukları olumsuz olarak etkilediğini, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuk ...'ın velâyetinin davacı anneye verilmesini, davacı için aylık 3.000,00 TL ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, karardan sonra nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasında davacının kusurlu olduğunu, davacının psikolojik ve fiziki şiddet iddialarının soyut iddialarının dışında ne bir tane somut olay ne de somut bir delil sunduğunu, davalının davacıya hakaret etmediğini, şiddet de uygulamadığını, davacının sadakat yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin salsılmasına davacının olumsuz tutum ve davranışlarının sebebiyet verdiğini, evlilik birliğinin sarsılmasında davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, açıklanan nedenlere göre davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise boşanmaya sebebiyet veren davacı olduğundan davalı lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ortak çocuğun velâyetini dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren davalıya verilemesini, boşanmaya karar verilmesi halinde devamlı olarak davalıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının eşine yönelik sevmediğini, boşanmak istediğini, kendisini istemediği, kocası olarak görmediği şeklinde sözler söylediği, eve karşı ilgisiz olduğu, yatağı ayırdığı, davalıya karşı hakaretlerde bulunduğu, tersler şekilde konuştuğu, beddua ettiği, şiddet gösterdiği, sürekli tartışma çıkardığı, sosyal ortamda yalnız bıraktığı, evden ayrıldıktan sonra geri dönmediği anlaşıldığından davacı kadının ağır kusurlu olduğu, davalı erkeğin ise davacıya yönelik hakaretlerde bulunduğu, ifadenin içeriği kapsamında tepki mahiyetinde olduğu düşünülebilse de davacıyı istemediğine yönelik beyanda bulunduğu, konuşma öncesine ilişkin tanık anlatımı olmadığından karşılıklı olarak birbirlerini istemediklerine dair beyanda bulundukları kanaatine varıldığından davalı erkeğin hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı erkek lehine, 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesine, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu taraf erkek olduğu halde müvekkilinin ağır kusurlu bulunması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi müvekkilinin maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müşterek çocuk için takdir edilen nafaka miktarının da yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı halde müvekkiline kusur isnad edilmesi doğru olmadığı gibi davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesi ve velâyetin anneye verilmesinin de doğru olmadığını, müvekkili için takdir edilen tazminat miktarları yetersiz olduğu gibi çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının da fazla olduğunu beyan etmek suretiyle öncelikle kararın kaldırılarak davanın reddine, bu talep yerinde görülmediği taktirde belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tüm yönlerden ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu taraf erkek olduğu halde müvekkilinin ağır kusurlu bulunması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi müvekkilinin maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortak çocuk için takdir edilen nafaka miktarının da yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı halde müvekkiline kusur isnad edilmesi doğru olmadığı gibi davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesi ve velayetin anneye verilmesinin de doğru olmadığını, müvekkili için takdir edilen tazminat miktarları yetersiz olduğu gibi çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının da fazla olduğunu beyan etmek suretiyle öncelikle kararın kaldırılarak davanın reddine, bu talep yerinde görülmediği taktirde belirtilen yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte taraflardan kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı ve miktarları, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile iştirak nafakasının yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri..

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05..2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.