"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/526 E., 2023/796 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/802 E., 2020/499 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilikleri süresince davalının ailesinin duygusal ve ekonomik olarak evliliklerine müdahale ettiklerini, bağımsız bir evliliklerinin olmasına engel olduklarını, sürekli ekonomik taleplerde bulunduklarını, kadının bir eş ve bir anne olarak evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, 2008 yılında müvekkilinin işe gitmek için evden çıkıp, bir şey unuttuğunu fark edip, eve döndüğünde davalı tarafın telefonda görüştüğünü sonra birden telefonu kapattığını fark ettiğini, geceleri geç saatlerde mesaj seslerinin geldiğini bunun üzerine müvekkilinin yaptığı araştırmada kadının bir erkekle mesajlaştığını öğrendiğini, büyük şok yaşadığını, tüm evlilik boyunca müvekkiline karşı hiçbir zaman bir eş gibi yaklaşmadığını, hiçbir sorumluluk almadığını, sabah 05.00'e kadar annesinin evinde olduğunu söyleyerek müşterek konuta geldiğini, hakaret ve tahrik içeren cümleler kurduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; tarafların zina sebebiyle boşanmalarma, kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sadakatsizlik ve şiddetli geçimsizlik sebebiyle temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı- davacı lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesine, davacı-davalı erkekten aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının kadın lehine dava tarihinden itibaren alınmasına, boşanma halinde bunun yoksulluk nafakası olarak devamına ve belirlenecek nafakanın artırım davasına gerek olmaksızın her nafaka dönem yılı bitiminde uygulanmak üzere her yıl TUİK'in belirlediği TÜFE oranından aşağı olmamak üzere kendiliğinden artış uygulanarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin iddialarını ispatlayamadığı ve kadının davadan feragat ettiği belirtilerek erkeğin davasının ispatlanamadığından reddine, kadının davasının ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, asıl davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğe hakaret ettiğinin sabit olduğu belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakası, erkek lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata davacı erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu ve 174 üncü maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.