Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7287 E. 2024/4766 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, tazminat ve nafaka miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/577 E., 2023/1268 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/701 E., 2019/931 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, hakaret ettiği, müvekkiline karşı ilgisiz olduğu ve sürekli telefon ile meşgul olarak gece gündüz demeden telefonla mesajlaştığı, müvekkilinin uyarılarına aldırış etmediği, müvekkilinin önceki evliliğinden olan çocuklarını istemediği, sürekli evi terk ettiği, yalan söylediği, maddîyata dayalı memnuniyetsiz olduğu, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediği, doktor kontrollerinde down sendromlu olarak tespit edilen bebeği müvekkilinin rızası ve onayı olmaksızın aldırdığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin başta yalan vaatlerde bulunarak müvekkilini evliliğe ikna ettiğini, davacının kendisinden onlara annelik yapmasını beklemediğini ablaları olmasını istediğini ve evini temiz tutup, eşine saygılı çocuklara karşı sevgili olmasının yeterli olduğunu dile getirdiğini, müvekkilinin çocuklarına her zaman sevgiyle yaklaşarak maddî manevî desteğini esirgemediğini, davacı yanın aile tarafların ev düzenine ve evliliğine sürekli olarak müdahale ettiğini ve davacı erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, fake hesaplardan başka kadınlarla yakışıksız muhabbetlere girdiğini, müvekkiline karşı hakaret ettiğini, küçük düşürücü hareketler yaptığını, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini evden kovduğunu down sendromlu olan ortak çocuklarına karşı bir kez olsun maddî manevî yardımda bulunmadığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 3.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiz ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, davacı erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına bakmayı kabul etmesine rağmen çocuklarla ilgilenmediği, onlara yemek vermediği, eve almadığı, telefonda eski eltisi ile sürekli konuştuğu, ortak çocuklarının hamilelik sırasında down sendromunun olduğu ortaya çıktığı, çocuğun alınmasının doktor tarafından tavsiye edilmesine ve davacı eş tarafından down sendromlu çocuğun alınmasının istenmesine rağmen çocuğu aldırmadığı, rızasına aykırı olarak çocuğu doğurduğu, özürlü olarak doğacak çocuğun aldırılması talebinde davacı erkeğin haklı olduğu, sürekli olarak "yeter ben giderim" şeklinde söylemlerde bulunduğu, davacı erkeğin annesini eve istemediği, "... beni çekecek, bir dediğimi iki etmeyecek, her şeyime katlanacak" dediği, evin eşyalarını dağıttığı erkek eşin ise; kadının annesini evden kovduğu, "kızının aklı yok, al götür" dediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının ağır erkek eşin ise az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusur olduğundan hakkında yoksulluk nafakası ve tazminat şartlarının oluşmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri ve kadın yararına hükmedilen tedbir , çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece kadına yüklenen "down sendromlu çocuğu eşinin isteğine rağmen aldırmayarak doğumu gerçekleştirdiği" maddî vakıasının, kadına ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinden beisle kadına yüklenen kusurlardan çıkarılması gerektiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde gerçekleşen ve kesinleşen kusur durumuna göre kadının yine ağır kusurlu olduğu, kadının daha ağır kusurlu kabul edilmesi, erkek eşin kişilik haklarının ihlali,boşanma ile en azından maddî destekten yoksun kalınacak olması karşısında erkek lehine tazminat isteme şartlarının oluştuğu, kadının tazminat isteme koşullarının ise gerçekleşmediği, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına,boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine,paranın alım gücüne,kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaate göre kadın aleyhine belirlenen tazminat miktarlarının fazla olduğu, erkek eşin tazminatlara faiz talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar tesis edilmediği ve istinaf başvurusunda bulunan kadın olduğundan, bu husus kadın lehine kazanılmış hak teşkil edeceği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının ve çocuklar yararına hükmedilen nafakalarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun, kusur belirlemesi, tazminatlar ile kadın yararına tedbir ve çocuk yararına tedbir, iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir ve 1.250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına erkeğin açtığı dava tarihinden itibaren aylık 900,00 TL tedbir nafakasına, hükmün kesinleştiği tarihe kadar devamına, erkek yararına 2.500,00 TL maddî, 2.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiş ve kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların miktarı ve kadın lehine kabul edilen tedbir nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi erkek lehine hükmedilen tazminatların kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kabul ve reddedilen tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.