"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/742 E., 2023/953 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/901 E., 2023/252 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın, fer'îlerinin ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince asıl davanın, fer'îlerinin ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikleri günden beri ayrı evlerde ve ayrı şehirlerde yaşadıklarını, davacı-karşı davalı kadının öğretim görevlisi olarak çalıştığını, erkeğin evlilikleri boyunca bir işte çalışmadığını, kadının tüm giderleri tek başına üstlendiğini, kadının, 03.02.2019 tarihinde erkeğin uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle 04.02.2019 tarihinde anksiyete bozukluğundan tedavi gördüğünü, erkeğin aşırı derecede alkol kullandığını, uyuşturucu kullanma ihtimalinin de bulunduğunu, sadakatsiz davranışlarının bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL manevî tazminat ile 200.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadının evlenmeden önce yaşadığı özel sorunlar nedeniyle geçmişini unutturmak adına müvekkili ile evlenmeyi kurguladığını ve olayları kendisi yönlendirerek dört yıl önce nikah yapmayı başardığını, evlenirken bir kız çocuğu olduğunu müvekkilinden gizlediğini, kızına ayrı bir ev aldığını, evlendikten sonra karşılaştıklarında kızını yeğeni olarak tanıttığını, müvekkilinin anne kız ilişkisini sonradan öğrendiğini, kadının dürüst bir yaklaşım sergilemediğini, davacı-karşı davalının kadınlık görevini yerine getirmediğini, çeşitli sebeplerle Ankara'da bulunan evden gönderdiği, sadakatsiz davranışlarının bulunduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 2.500,00 TL tedbir nfakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 200.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesin karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesi tarafından 04.03.2021 tarih 2019/255 Esas, 2021/385 karar sayılı ilamı ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 15.000,00 TL maddî tazminat ve 10.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin şartları oluşmadığından tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, kararın kadın vekili ve erkek vekili tarafından istinaf edildiği Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 12.10.2022 tarih 2021/608 Esas, 2022/1480 Karar sayılı ilamı ile kadının ve erkeğin GSM sonuçları getirtilerek çözümlenmesi ve tarafların iddialar doğrultusunda tüm deliller değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekçesi ile kararın kaldırılmasına ve İlk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/608 Esas, 2022/1480 Karar sayılı ilamında belirtilen delillerin toplandığı, tarafların 31.10.2014 tarihinde evlendiği ve ortak çocuklarının bulunmadığı, erkeğin kadını boynunu morartarak darp ettiği, kadını tehdit ettiği, bir çok kez borç altına girerek kadın aleyhine icra takibine sebep olduğu, erkeğin Bandırma’da yaşadığı evin kira ve fatura giderlerini kadının karşıladığı, erkeğin sorumsuz davrandığı, aşırı derecede alkol kullandığı, agresif tavırlar sergilediği, düzenli bir işte çalışmadığı, kadının ise erkeği küçümsediği ve aşağıladığı hususlarının tüm dosya kapsamı sabit olduğu kadının az kusurlu erkeğin ağır kusurlu olduğu, maddî tazminat isteminde bulunan kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelendiği, bu durumda kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminatı isteyebileceğinden kadının isteminin yerinde görüldüğü, kadının boşanma sonucunda kendisine evlilik birliğinin sağladığı yararlar ve içinde bulunduğu olumlu koşulların geleceğe dönük olarak ortadan kalkacağı, ayrıca boşanmadan sonra kadının hayat standardının (yaşam biçimi, seviyesi) olumsuz etkileneceği, tarafların evlendikleri ve boşandıkları yaşları, evlilikte geçen süre ve evlilik birliğine verilen emek ve katkılar, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaşadıkları çevre ve fiziksel ve bedensel sağlık durumları ve özellikle mali durumları, erkeğin eşine karşı kişilik haklarına saldırı niteliğinde derin üzüntü yaratan ve onurunun kırılmasına yol açacak kusurlu davranışının bulunduğu, saldırının ve kusurun ağırlığı ve bu saldırı karşısında kadının bundan etkilenmesi, derecesi, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, 40.000,00 TL maddî tazminat ile 35.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili dilekçesinde özetle; Bandırma 3.Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulduğunu, yargılamanın 2022/1305 Esas sayılı dava dosyası ile devam ettiğini, iddiaların asılsız olduğunu, kadının tanık beyanlarının soyut ve çelişkili olduğunu ileri sürüp kararın kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer'îleri, karşı davada reddedilen tazminat ve nafaka talepleri bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha kusurlu olduğu, erkeğin tanık beyanlarında yer alan sair ifadeler de net bir tarih bulunmadığı ve sebep saikinin belli olmadığı, yine erkeğin tanık ifadelerinde yer alan bazı vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden erkeğin bu vakıalar yönünden kadını affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle bu vakıaların da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine erkek tarafından sunulan kadının eski arkadaşlıklarına ilişkin fotoğrafların nasıl ve ne zaman elde edildiğine yönelik net kanaat edinilemediğinden bu fotoğrafların da delil olarak değerlendirilemeyeceği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, devamında fayda kalmadığı, açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin, kadına nazaran daha kusurlu olduğu yönünde verilen kararın isabetli olduğu, tarafların mali ve sosyal durumları ile tedbir nafakasının mahiyeti de değerlendirildiğinde erkeğin yasal şartları oluşmayan tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinin de uygun olduğu, boşanma nedeniyle mevcut menfaatleri helaldar olan ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve hükmedilen tazminat miktarlarının isabetli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olan eş lehine maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğinden, erkeğin tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli görüldüğü gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili dilekçesinde özetle; Bandırma 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulduğunu, yargılamanın 2022/1305 Esas sayılı dava dosyası ile devam ettiğini, iddiaların asılsız olduğunu, kadının tanık beyanlarının soyut ve çelişkili olduğunu, gsm kayıtları hakkında bilirkişi incelemesi yapılmadığını, kadını yaralamadığını, kadının dava için delil üretmek amacıyla şikayetçi olduğunu, sadece ağzını kapattığını, Ankara'da yaşamasını istemediğini, bi sebeple uzaklaştırma kararı aldığını ileri sürüp kararın kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer'îleri, karşı davada reddedilen tazminat ve nafaka talepleri bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat ile miktarı, karşı davada reddedilen nafaka ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.