Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7312 E. 2024/5117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, boşanma davası sonrasında sigortalı bir işte çalışmaya başladığı ve düzenli gelire kavuştuğu, bu sebeple de yoksulluğa düşmeyeceği gözetilerek, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşme koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/466 E., 2023/682 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/181 E., 2021/1171 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadınla ve çocuklarla ilgilenmediğini, kadına psikolojik şiddet uyguladığını, düzenli çalışmadığını, harçlık vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, çocuklara hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadına hakaret ettiğini, aşağıladığını, gelirini gizlediğini, erkeğin, kadının ailesinden borç alarak ödemediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kadına verilmesine, ortak çocuk Tuğba Betül yararına aylık 600,00 TL, ... yararına aylık 500,00 TL, Burak yararına ise aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; İddiaların doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeği aşağıladığını ve hakaret ettiğini, çocukları ile ilişki kurmasını engellediğini, ekonomik gücünü aşan isteklerde bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, ev işleri ve yemek yapmadığını, erkeğin ailesine hakaret ettiğini, evin kilidini değiştirdiğini, erkeğin eşyalarını poşetleyerek kapının önüne koyduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşi ve çocuklarına para vermeyerek, eve para bırakmayarak, evin ihtiyaçlarını karşılamayarak ekonomik şiddet uyguladığı, kadına hakaret ettiği, nedeni belli olmayan borçlar yaptığı ve aldığı borçları ödemediği, davacı kadının ise gelirinin üstünde harcayıp aile ekonomisini zora düşürdüğü, ortak alınması gereken kararları tek başına alıp uyguladığı, erkeğe hakaret ettiği, en son ayrıldıkları zaman evin kilidini değiştirdiği, erkeğin eşyalarını poşetle kapının önüne koyduğu, böylece tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin alınan sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Betül yararına hükmedilen aylık 275,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 325,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk Muhammed ve Burak yararına hükmedilen aylık 200,00'er TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 250,00'şer TL'ye çıkarılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, yoksulluk nafakası talebinin kadının düzenli geliri olması nedeniyle reddine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarı, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı ve tanık beyanlarından erkeğin ayrıca ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı ve onları aşağıladığı, evi ve ortak çocuklarıyla ilgilenmediğinin sabit olduğu, bu kusurların erkeğe yüklenmesi gerektiği, İlk derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran az olduğu, kadının dava açıldıktan sonra çalışmaya başlayarak asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiği, gelir getiren bir mal varlığı bulunmadığı, erkeğin ise asgari ücreti aşan seviyede gelir elde ettiği ve bir evi bulunduğu, böylece kadın yararına yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin koşulların gerçekleştiği, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluştuğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakalarının miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kusur belirlemesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL, Burak yararına aylık 450,00 TL iştirak nafakasının boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren, Tuğba Betül yararına ise aylık 600,00 TL iştirak nafakasının boşanma kararının kesinleşmesinden çocuğun ergin olduğu tarihe kadar ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz olması nedeniyle birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tanıkların kadının kendisine lüks harcamalar yaptığına yönelik bir beyanlarının olmadığını, bu yönde kadına kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, erkeğin sorumsuzluğu ve ilgisizliği nedeniyle kadının bir takım kararlar almasının da kusur olarak yüklenemeyeceğini, kadının erkeğe hakaret etmediğini, bu vakıanın af kapsamında kaldığını, ortak konutun kilidinin değiştirilmesi kadının dava tarihinden sonra ve ortak konutun kadın adına tahsisinden sonra olduğunu, güvenlik için ortak konutun kilidini değiştirdiğini, bu durumun mahkeme ara kararı sonucunda yapıldığını, çocuklar yararına hükmedilen nafakanın dava tarihinden itibaren artırılmasına karar verilmesi gerektiğini, erkeğin ek işler yaptığının dosya kapsamında sabit olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarını, erkeğe yüklenen kusurların kadın tarafından affedildiğini, erkeğin ortak çocuklara yönelik kötü bir eylemi olmadığını, ortak çocukların babaları ile görüşmek istediğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin isabetli yapılıp yapılmadığı, tarafların kusur durumlarına göre erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle kadına yüklenen gelirinin üzerinde harcayıp aile ekonomisini zora düşürdüğü, ortak alınması gereken kararları tek başına alıp uyguladığı kusurlarının gerçekleşmediği, tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin birinci fıkrasına göre boşanma yönünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşulu ile diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Dosyanın incelenmesinde davacı-davalı kadının dava açıldıktan sonra düzenli ve sürekli gelir getiren sigortalı bir işte çalışmaya başladığı, bu nedenle boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Bedrettin'e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Süheyla'ya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.