"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/812 E., 2023/902 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/875 E., 2020/512 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının küfürbaz olduğunu ve küfürler ettiğini, sürekli küçük düşürüldüğünü, hakaret ettiğini, kadını asılsız darp şikayeti nedeniyle 35 gün ceza evinde kaldığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve tehditte bulunduğunu, çocuklarının baskısı ile şikayetinden vazgeçerek gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu iddia ederek, açılan boşanma davasının reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların arasında en son yaşanan olayda bayram günü kadının erkeğin bulunduğu iş yerine arabasıyla gidip Adana'nın en işlek sayılabilecek caddesinde durup davacının iş yerinde olduğu sırada yanında iş arkadaşlarının ve komşu esnafların duyacağı şekilde erkeğin iş yerine doğru bağırarak küfür ve hakaretler ettiği ve çevredeki insanların davalıya hakaret etmemesi için engel olması için uyardıkları, uyarılara rağmen engel olamadıkları için davacı erkeğin davalı karısına yumruk attığı olayda kadının darp raporu da alarak şikayette bulunduğu, şikayet sonucunda kadının katılan, erkeğin sanık olarak yargılandığı Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/605E.-2018/703K. sayılı dosyasında erkeğin eşe karşı basit yaralama suçundan yargılandığı ve kadının yargılama esnasında şikayetinden vazgeçtiği ve erkeğin 35 gün tutuklu kaldığı olayda, ceza dosyasının içerisinde bulunan kamera kaydına göre 22.08.2018 tarihli olayda kadının olay yerine kızarak ve bağırarak gittiği, erkeğe bağırdığı, erkeğin kadına yumruk attığı, yumruğun adli tıp raporuyla da sabit olduğu, erkeğin olaydan eşe karşı basit yaralama suçundan dolayı ceza aldığı, yaşanan olay nedeniyle olay günü kadının erkeğin iş yerine gidip bağırarak hakaretlerde bulunması gerek kamera kaydıyla gerekse tanık beyanlarıyla sabit olduğundan ve erkeğin de hakaretler nedeniyle kadın ile evli kalmak istemediği ve kadının 35 gün boyunca tutuklu olduğu süreçte erkeği ziyaretlere gittiği, tahliye günü kadının erkeği karşılamaya gittiği, ancak erkeğin kadının arabasına binmeyip kendi ailesinin arabası ile müşterek konuta çocuklarını görmek ve eşyalarını almak sureti ile gittiği, müşterek konutta bir gece kaldığı ancak kadın ile aynı odada kalmadıkları, bu hususun davacı erkek tarafından af olarak değerlendirilemeyeceği, kadının ise erkek ile tüm bu olaylara ve iddialara rağmen boşanmak istemediği, erkek tutuklu iken onu ziyarete gitmesi, şikayetini geri çekmesi, tahliye günü karşılamaya gitmesi sebeplerinden dolayı kadının erkeğin yaptıklarını affetmiş sayılacağı veya en azından hoşgörüyle karşıladığı, belirlenen bu vakıalar karşısında kadının erkeğe karşı cadde ortasında ve başka insanların yanında hakaret etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ...'in karar tarihi itibariyle reşit olduğundan velayet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk ... için hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devamına, çocuk ... için aylık 150,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının çocuklarının baskısı ve eşinin isteği ile şikayetten vazgeçtiğini ancak eşini affetmediğini, eşini affetmemesi nedeni ile erkeğin evden ayrılarak annesinin evine yerleştiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası, çocuklar için kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası, kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın bulunup bulunmadığı, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, çocuklar için kabul edilen tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle toplanan delillerden ortak çocuk ...'in ergin olması nedeniyle iştirak nafakasının kendiliğinden ortadan kalkacağının anlaşılmasına göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince, erkeğin davalı karısına yumruk attığı olayda kadının darp raporu da alarak şikayette bulunduğu, şikayet sonucunda kadının katılan, erkeğin sanık olarak yargılandığı ceza dosyasında erkeğin eşe karşı basit yaralama suçundan yargılandığı ve kadının yargılama esnasında şikayetinden vazgeçtiği ve erkeğin 35 gün tutuklu kaldığı olayda, erkeğin eşe karşı basit yaralama suçundan dolayı ceza aldığı, yaşanan olay nedeniyle olay günü kadının erkeğin iş yerine gidip bağırarak hakaretlerde bulunması gerek kamera kaydıyla gerekse tanık beyanlarıyla sabit olduğundan ve erkeğin de hakaretler nedeniyle kadın ile evli kalmak istemediği ve kadının 35 gün boyunca tutuklu olduğu süreçte erkeği ziyaretlere gittiği, tahliye günü kadının erkeği karşılamaya gittiği, ancak erkeğin kadının arabasına binmeyip kendi ailesinin arabası ile müşterek konuta çocuklarını görmek ve eşyalarını almak sureti ile gittiği, müşterek konutta bir gece kaldığı ancak kadın ile aynı odada kalmadıkları, bu hususun davacı erkek tarafından af olarak değerlendirilemeyeceği, kadının ise erkek ile tüm bu olaylara ve iddialara rağmen boşanmak istemediği, erkek tutuklu iken onu ziyarete gitmesi, şikayetini geri çekmesi, tahliye günü karşılamaya gitmesi sebeplerinden dolayı kadının erkeğin yaptıklarını affetmiş sayılacağı veya en azından hoşgörüyle karşıladığı, bu durumda erkeğe karşı cadde ortasında ve başka insanların yanında hakaret etmesi nedeniyle kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadının yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir. Karar davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf itirazı esastan reddedilmiştir. Hüküm yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar Mahkemece kadının tam kusurlu olduğundan bahisle hüküm verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının özellikle aile yakınlarının baskısı nedeniyle şikayetinden vazgeçmesinin af niteliğinde olmadığı, kadının cezaevinde görüşe gitmesi, tarafların 1 gün aynı konutta ayrı yataklarda kalması şeklindeki davranışların af veya hoşgörü niteliğinde olmayıp, barışma girişimi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşini darp eden erkeğin ağır, eşine karşı hakaret eden kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu kadının tam kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişse de; yukarıda 2. paragrafta belirtildiği üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. O halde tarafların kusur durumları ile ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak kadının yoksulluğa düşeceği ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşulları oluştuğu gözetilerek kadının yoksulluk nafakası isteminin kabulüne karar gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kadın yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliği ile birlikte karar verildi.