Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7323 E. 2024/3650 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan kusurun davalı erkekte olduğu, davacı kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/739 E., 2023/937 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/325 E., 2022/140 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve fer'îlerinin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 14.07.2010 tarihinde evlendiklerini, üç çocuklarının bulunduğunu, erkeğin hakaretleri nedeniyle kadının evlilik süresince üç kez babasının evine gitmek zorunda kaldığını, bir defasında tokat atıp sütü bozuk, kanı bozuk şeklinde sözlerle hakaret ettiğini, ilgisizliğinin arttığını, erkeğin yatağını ayırdığını, karı koca ilişkilerinin bulunmadığını, aracını satmasına rağmen bununla ilgili davacıya bilgi vermediğini, 21.06.2020 tarihinde kadının sebebini sorduğunda sana ne, sana hesap mı vereceğim dediğini, erkek aleyhine uzaklaştırma kararı alındığını, kadının yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, erkeğin ilgisiz ve alakasız olması, hakaret ve küfürleri nedeniyle evlilik birliğinin kurulamadığını, kadının kişilik haklarının ağır biçimde zarar gördüğünü, çocukların yaşı itibariyle annelerine ihtiyaç duyduklarını bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilerek çocuklar için aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında arttırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu, ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, babasının baskıcı davranışları gösterdiğini, istediklerini yapmaması halinde kızını almakla tehdit ettiğini, kadının bu duruma ses çıkartmadığını, bu durumu menfaati için kullandığını, evliliğin çekilmez bir hal aldığını, her konuşmasında boşanmayı dile getirdiğini, ağır ve tam kusurlu olduğunu, eşine manevî destek göstermediğini, en ufak tartışmada intar etmekle tehdit ettiğini, ayrılık döneminde ailesinin yanına giden kadının ortak çocukları her gün erkeğin anne ve babasının yanına gönderdiğini, nafaka için velâyet istediğini, çocuklarla ilgilenmediğini bu nedenlerle asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalı kadının kilolarını bahane ederek hakaret edip aşağıladığı, kilo vermesi için baskı kurduğu, ilgisiz davrandığı, salonda vakit geçirip ayrı yattığı, evinin, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını düzenli karşılamadığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğin kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, kadının kusurlu bir davranışının ispat edilemediği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, dava tarihinden geçerli olmak ve duruşmada verilen tedbir nafakası mükerrer tahsil edilmemek kaydı ile; kadın için aylık 350,00 TL tedbir nafakası, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakalarının çocukların babaya teslim edildiği 04.09.2020 tarihi itibariyle kaldırılmasına, 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı davanın reddine, davalı-karşı davacının nafaka, maddî- manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili İlk Derece Mahkeme kararını kabul etmediklerini, kusur belirlemesi, çocukların tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, aleyhine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının karar tarihi itibariyle çalışmadığı, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra çalışması iddiasının bu davada dikkate alınamayacağı, boşanma kararı verildiği tarihte çalışmayan kadının iştirak nafakası ile yükümlü kılınmasının mümkün olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkeme kararını kabul etmediklerini,kusur değerlendirilmesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.