Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7342 E. 2024/5080 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Erkek eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle tarafların eşit kusurlu olduğunun ve kadının boşanma sonucu yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına ilişkin kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/660 E., 2023/869 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/707 E., 2022/34 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı -davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı titiz olduğunu, erkeğin sürekli banyo yapmasını istediğini, erkeğe hakaret ettiğini, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına da hakaret ettiğini, eve ve eşyalara zarar verdiğini, erkeğin görüşmelerini takip ettiğini, günlük hayatını sorguladığını, erkeği aşağıladığını, iş yerine gelerek çalışanları tehdit ettiğini, manevi baskı yaptığını, çalışma düzenini bozduğunu, müşterilerine erkeği kötüleyerek erkeğin ticari ve şahsi itibarına zarar verdiğini, kadının olumsuz davranışları nedeniyle erkeğin haneyi terk ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkek eşin kadının çalıştığı işten ayrılması için baskı yaptığını, kadını kendi çalıştığı şirkette sigortalı çalışan olarak gösterip sonrasında işten çıkardığını, kadını senet imzalatarak borçlandırdığını, ilgilenmediğini, psikolojik baskı yaptığını, beddua ve hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, nikah yüzüğünü çıkardığını, altı ay eve gelmediğini, telefonları açmadığını, maddi katkı sağlamadığını, kredi kartını kapattırdığını, kavga çıkarıp evi terk ettiğini, sadakatsiz davranışta bulunduğunu iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin eşine hakaretler ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının ise aşırı kıskanç tavırlar sergilediği, eşini aşağıladığı, ona hakaretler ettiği, eşyalara zarar verdiği, eşini müşterek haneye almadığı, eşinin işyerindeki işçilerine bağırıp çağırdığı ve eşini müşterilerine kötülediği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların evlilik birliğinin eylemlerinin yoğunluğu ve derecesi de nazara alınarak erkek eşe oranla kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.200,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı- davacı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca dayanılan ve ispatlanan vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmediğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Davalı - davacı kadın, İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ara kararıyla adli yardımdan faydalandırılmış, bir kısım giderler resen karşılanmış ise de Mahkemenin gerekçeli kararında, kadının karşı davasında yargılama harç ve giderlerinin resen karşılanan kısmının erkekten alınarak hazineye ödenmesine karar verilmesi gerekirken tamamının kadına verilmesine şeklinde hüküm tesis edildiği, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğundan karşı davada yargılama harç ve giderlerine ilişkin hükmün düzeltilmesine ve sair istinaf itirazların usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle;Davalı - davacı kadının harç ve yargılama giderine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden hüküm tesisine, davalı- davacı kadının istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talebinin ise Mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmadığından duruşma talebinin reddine, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde kusur tespiti, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden kararın bozulması ile tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-davacı kadın tanığı ...'ın "... biz Nevşehir'de yaşıyorduk ben çalışmasını istemememe rağmen yine davacı yanında izmir de kurduğu işyerinde çalışmak isteyip eşim İzmir'e gitti, bana çalıştığını söylemişti napıyosun nerde kalıyorsun dediğimde davacının şirketinin bir villası olduğunu buranın boş bulunduğunu bu sebeple burada kaldığını, söyledi 3 ay sonra döndü tavır ve davranışlardın farklılıklar sezmem sebebiyle çalışıp çalışmadığını aldığı maaşı ne yapdığını, işe girişinin yapılıp yapılmadığını sordum sorularıma cevap veremedi, bunun üzerine yaptığım araştırmalarda davacıya ait bu villada davacı ile birlikte yaşadıklarını öğrendim ben de eşime karşı boşanma davası açtım..." beyanı ile erkek eşin evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, boşanmaya sebebiyet veren gerçekleşen ve yüklenen kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla, hatalı kusur belirlemesi yapılarak erkeğin az kadının ise ağır kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

3.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yukarıda açıklandığı üzere, taraflar eşit kusurlu olup kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına yoksulluk nafakasının koşulları oluşmuştur. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden davalı- davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.