"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/826 E., 2023/1065 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı-davacı kadın yararına maddî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 700,00 TL tedbir ve 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2017 tarihli ve 2016/269 Esas, 2017/310 Karar sayılı kararıyla; Seydişehir Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesinin 2010/476 Esas, 2012/204 Karar sayılı ilamı ile "tarafların 2010 yılı Temmuz ayından beri ayrı yaşadıkları kocanın başka bir bayanla ilişkisi olduğu, taraflar arasındaki geçimsizlik sebebiyle fiilen ayrı yaşadıkları ve tarafların ayrı yaşamalarında Anakadın Akdam'ın tespit edilen herhangi bir kusurunun bulunmadığı" gerekçesine istinaden Hasan Hüseyin tarafından açılan davanın reddine karar verildiği,bu ilamın 21.03.2013 tarihinde kesinleştiği, Hasan Hüseyin tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasına istinaden 24.06.2016 tarihinde yasanın belirlediği 3 yıllık süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığı, tarafların 3 yıllık süre içerisinde bir araya gelmedikleri, bu sebeple erkek tarafından açılan davanın yasal şartlarının oluştuğu, davalı- karşı davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı karşı boşanma davasında ise, dinlenen tanık beyanları, özellikle ortak çocuk Sefa Akdam'ın beyanı dikkate alındığında erkeğin uzun süredir kadına şiddet uygulayıp hakaret ettiği ve kadını aldattığı, 3 yıllık fiili ayrılık süresi içerisinde tarafların bir araya gelmedikleri, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak kadın tarafından açılan karşı davada, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı- karşı davalı erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince
davalı- karşı davacı kadının davasının ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
kabulü ile tarafların boşanmalarına, Seydişehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/117 Esas sayılı dosyası ile davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 200,00 TL artırılarak aylık 400,00 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden sonra bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı- karşı davacı kadın lehine 45.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı- karşı davacı kadın vekili ise nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2019/1427 Esas, 2020/1368 Karar sayılı kararıyla;erkeğe reddedilen boşanma davasında kusur olarak yüklenilmeyen, kadına karşı şiddet ve hakaret vakıalarının kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı, erkeğe yüklenen kusurlardan çıkarılması gerektiği gerekçesi ile davacı- karşı davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile davacı- karşı davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik, davalı- karşı davacı kadının ise nafakalara ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 20.06.2017 tarihinden itibaren 200,00 TL artırılarak aylık 450,00 TL'ye çıkarılmasına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren ise aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı- karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 08.03.2021 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesi 11.06.2021 tarihli ve 2021/698 Esas, 2021/1011 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına direnilmesine, davalı-karşı davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 45.000,00 TL maddî tazminatın davacı- karşı davalı erkekten alınarak, davalı- karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.02.2023 tarihli ve 2021/2-1022 Esas, 2023/60 Karar sayılı kararı ile tarafların 02.11.1988 tarihinde evlendikleri, davacı-karşı davalı erkeğin lokanta işlettiği, aylık 5.000,00 TL gelirinin bulunduğu, adına kayıtlı evde yaşadığı, kira gelirinin bulunduğu, adına kayıtlı bir adet aracının olduğu, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının ise bulaşıkçı olarak çalıştığı, bu işten aylık 500,00 TL gelir elde ettiği, adına kayıtlı mal varlığının bulunmadığı ve eşine ait evde kira ödemeden yaşadığı, kusur durumunun değerlendirilmesinde ise; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmakta olup, bu konuda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, hâl böyle olunca; evliliğin süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, maddî tazminatın niteliği, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında kadın eş yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği, o hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun usul ve yasaya uygun 08.02.2023 tarih, 2021/2-1022 Esas 2023/60 Karar sayılı bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda, evliliğin süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, maddî tazminatın niteliği, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, günün ekonomik koşulları dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın lehine 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusura yönelik olarak yapılan istinaf talepleri kabul edildiği halde, çok yüksek miktarda tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.