Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7350 E. 2024/4133 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak davranışlarda bulunup bulunmadığı ve davacı erkeğin boşanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek davacı erkeğin boşanma talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1515 E., 2023/1332 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gediz Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/74 E., 2023/150 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ferilerine ilişkin davalarında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 1972 yılında evlendiklerini, tarafların bu evlilikten 18 yaşını doldurmuş 4 reşit çocukları olduğunu, tarafların 30 yıldır ayrı yatakta yattıklarını, tarafların anlaşamadıklarını, ortak hayatı sürdüremediklerini ve tarafların anlaşmamalarının bir nedenininde davalının Almanya'da ... ile olan söylentileri olduğunu, ...'nin Almanya'da tarafların yaşadığı yerde pek iyi tanınmadığını, bu söylentileri Müvekkiline yaşadığı yerdeki arkadaşlarından öğrendiğini, tarafların anlaşmalı boşanma aşamasında iken davalının yurt dışına 22 Eylül 2019 tarihinde müvekkilinin yatsı namazı için camiye gittiğinde kaçtığını, davalının yurt dışına kaçtığını tarafların ortak oğlunun söylediğini, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği gibi sadakat yükümlülüğünü de yerine getirmemiş olup iş bu boşanma davasını ikame zorunluluğunun doğduğunu beyan ederek müvekkili ile davalın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğu, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava dilekçesini kabul etmediklerini, müvekkilinin her zaman eşine ve çocuklarına sadık olduğunu, evliliğin kendisine yüklediği vecibeleri yerine getirdiğini, davacının ekonomik olarak müvekkilden daha iyi durumda olduğunu, bu sebeple dava süresince dava tarihinden başlamak üzere 2.000.00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini vekâleten talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2021 tarih ve sayılı 2020/315 Esas, 2021/521 Karar sayılı kararı ile; tarafların evlendikten sonra 1972 yılında Almanya'ya gittikleri, tarafların 30 yıldır ayrı yataklarda yattıkları tanıklar ... .. ve .... beyanlarından, davalının davacıya haber vermeden Almanya'ya gittiği tanıklar .... ve .... beyanlarından anlaşıldığı, bu durumda tarafların arasında ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede bir geçimsizliğin sabit olduğu, eşler arasında saygı ve sevgi kalmadığı, eşleri bir arada yaşamaya zorlamanın hukuken mantığının bulunmadığı, evlilik birliğini temelinden sarsan olaylar nedeniyle tarafların birbirlerini affetmediği, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde davalının ortak konut terk etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu görülmekle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp, duyuma dayalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2022 tarih ve 2022/54 Esas, 2022/60 Karar sayılı kararı ile; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27. maddesine göre İlk Derece Mahkemesinin boşanma kararında tarafların doğum yeri ve tarihinin, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadının ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin, evlilik içinde doğmuş çocukların ve bunların kimlik bilgilerinin yer almadığı, kararın bu hali ile usul ve yasaya aykırı olduğu, kararın bu hali ile diğer istinaf sebeplerinin incelenemeyeceği anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, Kanun'un 27. maddesine göre boşanma kararında tarafların doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri, evlilik içinde doğmuş çocukları ve bunların kimlik bilgileri yazılarak usul ve yasaya uygun karar verilmesi için, diğer istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2022 tarih ve 2022/94 Esas, 2022/193 Karar sayılı kararı ile; 5490 sayılı Kanun'un 27. maddesine göre İlk Derece Mahkemesinin boşanma kararında tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, adının, soyadının, doğum yeri ve tarihinin, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadının ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin, evlilik içinde doğmuş çocukların ve bunların kimlik bilgilerinin yer alması gerektiği anlaşılmış ve kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonunda, tarafların nüfus bilgileri kararda belirtilmiş ve bu hususlar dışında esasa yönelik bir bozma sebebi belirtilmediğinden karar aynen korunmuş ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp, duyuma dayalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2023 tarih ve 2022/1986 Esas, 2023/52 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, diğer esasa yönelik istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılıp gerekçe yazılarak, gerekçede usulüne uygun şekilde tarafların bütün iddia ve savunmaları eksiksiz değerlendirilerek, delilleri tartışılarak, hangi delillere itibar edildiği, hangi delillere neden itibar edilmediği, iddia edilen hangi vakıaların ne şekilde sabit görüldüğü ve hangi beyanlara itibar edildiği de açıklanmak suretiyle, "tam kusur", "eşit kusur", "ağır kusur", "daha az kusur" ayrımına gidilerek, yargısal denetime elverişli ve kaldırılan tüm hususlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek, yargısal olarak denetlenebilir şekilde karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk derece Mahkemesi yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında dinlenen tanıkların davalının davacıya karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine, evi terk ettiğine, tarafların ayrı yaşadıklarına ilişkin görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığı, davacı erkeğin kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelik ileri sürmüş olduğu iddialarını tanık anlatımları ve dosya kapsamına göre ispatlayamadığı anlaşılmakla davacı erkeğin boşanma talebinin reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan davacı vekilinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek temyiz yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.