"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2845 E., 2023/1045 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/251 E., 2022/222 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derce Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 05.05.2012 tarihinde evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, taraflar arasında geçimsizlik bulunduğunu, davalının eviyle, eşiyle ve çocuğuyla ilgilenmediğini, cinsel tercihinin farklı olduğunu, başka erkeklerle ilişki içinde bulunduğunu, müvekkilinin bu durumu öğrenmesinden sonra davalının davacıya artık onu sevmediğini ve erkeklerden hoşlandığını söyleyerek evi terk etmesini istediğini, tarafların 18.08.2015 tarihinde ayrıldıklarını bildirerek, boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin hayvan baktığı için davacı tarafça üzeri koktuğu iddia edilerek eve dahi alınmadığını, müvekkilinde bipolar rahatsızlığı bulunduğunu ve tedavi gördüğünü, tedavi gördüğü sırada davacının evde bulunan eşyalarını toparlayıp Bursa'ya geldiğini, müvekkilinin herhangi bir mal varlığı bulunmadığını, hastalığı nedeniyle çalışıp elde edebileceği bir gelirinin de bulunmadığını, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu tüm sorumlulukları yerine getirdiğini bildirerek, tarafların boşanmalarına, davacının nafaka ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2018 tarih ve 2016/912 esas, 2018/644 karar sayılı kararı ile davalının bipolar rahatsızlığının bulunduğu, davalının rahatsızlığına ilişkin belirtilerin teşhis öncesinde de mevcut olup davacının, bu durumu bilerek davalıyla evlendiği, davalının cinsel tercihinin farklı olup başka erkeklerle mesajlaştığı, davacının da davalının koktuğunu söyleyerek eşini eve almadığı, bu nedenle davalının alt katta babasının yanında kaldığı, davacının, davalının rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gördüğü sırada eşyalarını toplayarak evden ayrıldığı, tekrar ortak konuta geri dönmediği, tarafların ayrı yaşadıkları, tekrar bir araya gelmedikleri, tarafların bir araya gelme imkanlarının kalmadığı, evlilik birliğinin yeniden kurulamayacak şekilde temelinden sarsılmış olduğu anlaşılmakla davacı daha ağır kusurlu olmakla birlikte davalının da boşanmayı kabul ettiği dikkate alınarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesis edilmesine; ortak çocuk yararına 350,00 TL - tedbir-iştirak nafakasına, şartları oluşmadığından davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. ştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararının usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğu, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek müvekkilinin boşanma davasında daha ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğu, evliliğin sona ermesinde davalının kusurlu olduğu, talepleri gibi tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmek üzere kararın düzeltilmesi gerektiği gerekçeleriyle istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 03.06.2020 tarih ve 2019/62 Esas, 2020/520 Karar sayılı kararı ile dosyada bulunan Bursa Devlet Hastanesi'nin 23.11.2017 tarih 7372 sayılı yazı cevabında davalının bipolar bozukluk ve sınır zeka tanısı ile Çanakkale Devlet Hastanesi'nde takibinin yapıldığı, davalıya vasi tayini gerekmediği, haklarının korunması açısından yasal danışman atanmasının uygun olacağının bildirildiği, İlk Derece Mahkemesince davalıya yasal danışman atanması için dava açmak üzere süre verilip dava sonucunun beklenmesi gerekirken, davalıya yasal danışman atanmadan yargılamaya devam edilip karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçesi ile davacı kadının istinaf sebebinin yerinde olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, usule uygun şekilde yargılama yapılıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arafların 26.04.2012 tarihinde evlendikleri, Ege Karaboğa isimli ortak çocuklarının bulunduğu, davalının bipolar rahatsızlığının bulunduğu, bu nedenle davalıya yasal danışman tayin edildiği, davalının cinsel tercihinin farklı olup başka erkeklerle mesajlaştığı, davacının da davalının koktuğunu söyleyerek eşini eve almadığı, bu yüzden davalının alt katta babasının yanında kaldığı,davacının,davalının rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gördüğü sırada eşyalarını toplayarak evden ayrıldığı, tekrar ortak konuta geri dönmediği, tarafların ayrı yaşadıkları, tekrar bir araya gelmedikleri, tarafların bir araya gelme imkanlarının kalmadığı, evlilik birliğinin yeniden kurulamayacak şekilde temelinden sarsılmış olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, eşit kusur halinde de boşanmaya karar verilebileceği gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesis edilmesine, ortak çocuk yararına 350,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile davacı kadın yararına 350,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı olduğunu, ağır kusurlu tarafın davacı olduğunu, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarına hükmedilmesinin yanlış olduğunu, müvekkilinin hastalığı nedeniyle hiç bir yerde çalışamadığını, bakımını ablasının yaptığını bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı olduğunu, tüm kusurun davalıda olduğunu, talepleri tamamen kabul edilerek, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istediklerini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebepleri tekrar ederek karın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. GEREKÇE
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, geçimsizliğin olması halinde kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü ve 297 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.