Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7366 E. 2024/4694 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına, uygulanması gereken hukuk kuralları ve yargılama ilkelerine göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/533 E., 2023/778 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1084 E., 2022/67 K.

Taraflar arasındaki açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin etkisi altında kaldığını ve evliliğe müdahalesine izin verdiğini, erkek ve ailesinin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiklerini, borçları nedeni ile hacizlerin geldiğini, savurganlığı nedeni ile maddî ve manevî olarak çok sıkıntıya düştüklerini,aile konutunu annesine devrettiğini, yeğeni adına araç aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk ve kadın yararına ayrı yarı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, aile konutunun kadın ve çocuklara tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının birlik görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek boşanma talebinin kabulüne, velâyetin babaya verilmesine, kadının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, erkeğin ailesinin erkeği olumsuz etkilediği ve bu etki ile tarafların aralarının bozulduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının taraflarca ortak kullanılmasına, çocukların anne yanında kalmasına, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti yönünden yeterli araştırma yapılmadığını, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, diğer kusurlarının sabit olduğunu, nafakaların miktarlarının az olduğunu, tazminatların reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ortak konutun kadın ve çocuklara tahsisine ve erke ile ailesinin kadının ortak ikametten tahliyesi için yapacakları işlemlerin engellenmesi konusunda tedbir kararı verilmesine yönelik istem hakkında bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, nafaka miktarları, tazminat taleplerinin reddi ile karar verilmeyen talepleri yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamından tarafların son celse dosyanın tekemmül ettiği, celbini istedikleri başka bir delillerinin kalmadığı yönünde beyanda bulundukları; İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında erkeğin ayrıca zaman zaman davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadına İlk Derece Mahkemesince yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar da dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasının niteliği de gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakalarının miktarları isabetli olduğu; İlk Derece Mahkemesince tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, çocukların yaşı, eğitim giderleri, ihtiyaçları da nazara alındığında ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının miktarlarının az olduğu; ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakasının reşit olduğu 09.03.3023 tarihine kadar hüküm ifade edeceği; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, boşanma ile mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olayların aynı zamanda kadının kişilik hakkının ihlal edildiği ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında kadın yararın tazminata hükmedilmesinin gerektiği; İlk Derece Mahkemesince 15.10.2020 tarihli tensip 6 nolu ve 17.11.2021 tarihli ara kararla karar kesinleşinceye kadar taşınmazın kadın ve çocuklara tahsisine karar verildiği ve boşanma hükmünün kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca verilen tedbir kararının boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden sonra devamının mümkün bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakasının ergin olduğu 09.03.3023 tarihine kadar devamına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 120.000,00 TL manevî tazminata; davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.