Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7375 E. 2023/5663 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, bozma ilamına uygun hüküm verilip verilmediği, hükmedilen maddi tazminat ve iştirak nafakası miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece bozma kararına uygun hüküm verildiği, bozma ilamıyla kazanılmış hak durumuna gelmiş ve kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/25 E., 2023/267 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 600.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 inci ve 66 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetlerini istediği ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL iştirak, kadın yararına 10.000,00 TL yoksulluk, 2.000.000,00 TL maddî ve 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.05.2014 tarihli kararı ile erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadının birlik görevlerini tam olarak yerine getirmediği, çocukları kışkırtarak erkeğe şiddet uygulamalarına sebep olduğu belirtilerek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve toptan 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 125.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından, zina davası yönünden hüküm kurulmaması, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 29.06.2015 tarihli kararı ile kadının zinaya dayalı davası hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması nedeniyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların asıl ve karşı boşanma davaları ve fer'îlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 10.02.2016 tarihli kararla; tarafların boşanmaları kesinleştiğinden ve nüfus kayıtlarına işlendiğinden, davacı-karşı davalı tarafın zina hukuksal olgusuna dayalı olarak açtığı davada zina olgusunun gerçekleştiğinin tespitine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine toptan 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 150.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, 10.02.2016 tarihli karara karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 03.07.2018 tarihli kararı ile mahkemece bozmaya uyulduğu ancak verilen son hükümle bozma gereklerinin yerine getirilmediğinden bahisle bozma sebebine göre inceleme kapsamı dışında kalması zaruri hale gelen; tarafların karşılıklı boşanma davaları bakımından yeniden hüküm kurulmaması hatalı görülerek hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

3. Dairemiz 11.03.2019 tarihli ilamı ile, davalı-karşı davacı erkeğin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 02.10.2019 tarihli kararla erkeğin başka bir kadınla yaşadığı, kadının ise siyasi çalışmalar nedeni ile eşini ihmal ettiği, bazen gece geç saatte eve gittiği belirtilerek, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı davasnın kabulüne, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, 02.10.2019 tarihli karara karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise asıl dava, birleşen dava, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 15.09.2020 tarihli ilamı ile Mahkemece kadının her iki davası hakkında toplanan deliller çerçevesinde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının kabul edilmesi sebebi ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davası ile ilgili delilleri değerlendirmeyip karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmediğinden bahisle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 31.03.2021 tarihli kararla erkeğin başka bir kadınla yaşadığı, kadının ise siyasi çalışmalar nedeni ile eşini ihmal ettiği, bazen gece geç saatte eve gittiği belirtilerek, kadının her iki davasının da kabulü ile erkeğin davasının kabulüne, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, 31.03.2021 tarihli karara karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından katılma yolu ile erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir.

2.Dairenin 08.12.2021 tarihli ilamı ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu ve nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

E. Beşinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 01.06.2022 tarihli kararla kadın yararına takdir olunan aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının aylık 7.500,00-TL'ye yükseltilmesine ve karar kesinleştikten sonrada yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuk yararına aylık 1.250,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının aylık 4.500,00 TL'ye yükseltilmesine ve karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 400.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiş, 01.06.2022 tarihli karara karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı kadın tarafından katılma yoluyla erkeğin davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarları ile vekâlet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile nafakalar yönünden temyiz edilmiştir.

2. Dairemiz 25.10.2022 tarihli ilamı ile kesinleşen tedbir nafakaları yönünden yeniden hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, kadın lehine takdir edilen maddî tazminatın tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre az olduğu, hakimin talep sonucuyla bağlı olduğundan bahisle iştirak nafakasının miktarının talep aşılarak hükmedilmiş olması ve bozma öncesi kararlarda hükmedilmeyen yasal faiz yönünden bu kez tazminatlara kesinleşme tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyulmakla ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 600.000,00 TL maddî tazminata, 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek katılma yolu ile; erkeğin davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarları ile vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kadının davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile nafakalar ve erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında bozma ilamının amacına uygun hüküm verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 182 inci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.