"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/280 E., 2023/1213 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/995 E., 2020/516 K.
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ile karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının tedbir nafakasına ilişkin asıl davasının kısmen kabulüne, kadının birleşen boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, erkeğin birleşen davaya karşı açtığı boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın tedbir nafakası talepli asıl dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadın henüz 2 aylık hamile iken evi terk ettiğini, kadını ve çocukları bırakarak kök ailesinin yanına gittiğini, evinin kira olduğunu, herhangi bir işte çalışmadığını, çocukları ile birlikte maddî sıkıntılar çektiklerini, zor durumda olduklarını, eşinin maddî ve manevî yönden destek olmadığını, erkeğin fabrikada sigortalı olarak çalıştığını, asgari ücretin üstünde geliri olduğunu ileri sürerek çocuklarının her biri için aylık 400,00'er TL olmak üzere toplam 1.200,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. ... kadın vekili birleşen boşanma davasında özetle; erkeğin, ailesini terk ederek kök ailesinin yanına yerleştiğini, erkeğin evin geçimi ile ilgilenmediğini, evlilik birliği süresince ağır hakaret içeren cümleler kullandığını, birlik içerisinde edinilen malları kadından kaçırmak amacıyla annesinin üzerine geçirdiğini, ortak paraları ise kardeşine devrettiğini, çocukları ile ilgilenmediğini, kadını hamileliğinde ve devamı süreçte yalnız bıraktığını, erkeğin doğuma gelmediğini ve aramadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kadına verilmesine, her bir çocuk yararına dava süresinde aylık 400,00'er TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ile çalışmaması nedeniyle aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeği evden kovduğunu, evin geçimini sağladığını ileri sürerek açılan nafaka davasının reddini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının haysiyetsiz ve sadakatsiz hayat sürdüğünü, bir başka erkeği kadın ismiyle kaydettiğini, onunla mesajlaştığını ve telefonla görüştüklerini, kadına bu durumu sorduğunda ters cevaplar verdiğini, sık sık evi terk ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hiçbir zaman evde yemek yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini ileri sürerek kadının açmış olduğu boşanma davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar için toplam 600,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, erkek yararına 600,00 TL tedbir nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşi hamileyken evi terk ettiği, hamilelik sürecinde ve doğumda eşini yalnız bıraktığı, yanında olmadığı, evi terk ettikten sonra eve maddî katkı sağlamayarak ve para göndermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ve aşağılayıcı sözlerde bulunarak duygusal şiddet uyguladığı, taraflar arasında 2016 yılında görülen boşanma davasının her iki tarafın da feragati nedeniyle reddedildiği, erkeğin birleşen davaya karşı açtığı boşanma davasında ileri sürdüğü hususların taraflar arasında daha önceden görülen boşanma davasında ileri sürdüğü vakıalar olduğu, tarafların feragatten sonra beraber yaşadıkları ve böylece kadına ait kusurları affettiği, kadının sadakatsizliğine ilişkin iddiaları da ispatlayamadığı, böylelikle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına kusur atfedilemeyeceği, kadının asıl davada çocuklar için tedbir nafakası talep ettiği, çocuklar için talep edilen tedbir nafakasında ayrı yaşamada haklılığın aranmayacağı gerekçesiyle kadının tedbir nafakası talepli asıl davasının kısmen kabulüyle 3 ortak çocuktan her biri için 250,00'şer TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının boşanma talepli birleşen davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların yaşları, anne bakım ve şefkatine olan ihtiyaçları ile kardeşlerin bir arada büyümelerinin onların psiko-sosyal gelişimlerine katkıda bulunacağı ilkesi de nazara alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan Sudenur yararına 400,00 TL, Deniz yararına 350,00 TL, Samet yararına 400,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle reddine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin birleşen davaya karşı açtığı boşanma davasının ise sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının asıl ve birleşen davasının kabulü ile kendi davasının reddi, kusur belirlemesi ile velâyet düzenlemesi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince erkeğin dayandığı vakıların, taraflar arasında daha önceden görülen ve feragat ile sonuçlanan boşanma davası neticesinde affedildiği yönünde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, kadının kusurlu davranışlarına feragat edilen tarih olan 2016 yılından sonra da devam ettirdiğini, sadakatsiz davranışların operatör yazı cevabı ile ispatlandığını, erkeğin kadının doğum sürecinde ilgisiz davrandığına ilişkin kusurun kanıtlanamadığını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların üstün menfaatine uygun olmadığını, özellikle ortak çocuk Samet'in babası ile yaşamak istediği yönündeki beyanının mahkemece dikkate alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek; kadının kabul edilen birleşen boşanma davasının kabulü ile kendi karşı boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadının birleşen boşanma davasının kabulü ile erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verilmesine ilişkin yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ile ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların üstün menfaatine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci , 330 uncu, 335 inci vd. maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190,194, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.