Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7382 E. 2024/6795 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kısmi dava açıldıktan sonra fazlaya ilişkin açılan ek davanın derdestlik nedeniyle reddedilip reddedilmeyeceği uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Kısmi davada fazlaya ilişkin hak saklı tutulduğu takdirde, kısmi davanın karara bağlanmasından sonra fazlaya ilişkin ek dava açılabileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/205 E., 2022/444 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davanın ek dava niteliğinde olduğunu, işbu ek davanın Tire 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/733 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini, yargılama sırasında yapılacak araştırma ve incelemeler sonucunda ortaya çıkacak gerçek alacak miktarını talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik harca esas değer olarak gösterilen 1.000,00 TL alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın derdestlik nedeni ile reddi gerektiğini, davacının ilk davayı açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutuğunu ancak yargılama aşamasında toplanan delilere göre fazlaya ilişkin haklarını kullandığını ve tamamlama harcını yatırdığını, davacının ek dava açma hakkının bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının taşınmazların ve traktörün edinilmesine katkısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2020 tarih ve 2020/3 Esas, 2020/316 Karar sayılı kararı ile; somut olayda, davacı vekilinin ilk dava dosyasındaki dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu, ancak 25.04.2011 tarihinde harç ıslah ile talep miktarını toplam 70.000,00 TL'ye yükselttiği ve fazlaya ilişkin haklarını ise saklı tutmadığı; talep hakkını saklı tutmayan davacının fazlaya ilişkin kısmı ek dava ile de talep edemeyeceği, davalı vekilinin derdestlik itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddime karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2021 tarih ve 2021/238 Esas, 2021/814 Karar sayılı kararı ile; davacının mal rejimi davasının Tire 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/733 Esas sayılı dava dosyası ile devam ettiği, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 10.000,00 TL talepte bulunduğu, 25.04.2011 tarihinde harç ıslahı yaparak talebini 70.000,00 TL'ye çıkarttığı, ayrı bir ıslah dilekçesi vermediği, harç tamamlama yoluyla ıslah hakkını kullandığı; davacının ıslah talebi incelendiğinde Mahkemenin kararın ve kabulünün yerinde olduğu gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.02.2022 tarih ve 2021/5586 Esas, 2022/1295 Karar sayılı kararı ile; Tire 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/733 Esas, 2020/297 Karar sayılı dava dosyasında davacının 17.11.2006 tarihli dava dilekçesinde 10.000,00 TL harca esas değer göstermek suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talepte bulunduğu, Mahkemece 07.04.2011 tarihli 20 nolu celsede davacı vekiline eksik harcın yatırılması için verilen sürede davacının 25.04.2011 tarihinde 70.000,00 TL değer üzerinden 904,50 TL tamamlama harcı yatırdığı, davacının dosya kapsamında yazılı veya sözlü ıslahının olmadığı anlaşılmakla, kısmi davada Mahkemece noksan harcın yatırılması için verilen süreye istinaden davacı tarafından yatırılan tamamlama harcının davanın ıslahı olarak kabul edilmesi ve fazlaya ilişkin haklardan feragat ettiğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. İlk Derece Adliye Mahkemesince 27.06.2022 tarihli ara karar ile, davacının tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işbu davanın ek dava olduğu, Tire 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/733 Esas sayılı dava dosyasında alacağın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, davacının fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutarak 10.000,00 TL üzerinden harç yatırdığı, yargılamanın devamında davacı toplanan delillere göre 25.04.2011 tarihinden harç ıslahı yaparak talebini 70.000,00 TL'ye yükselttiği ve Tire 1 Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/733 Esas sayılı dava dosyasında davacının toplam alacağının 108.075,43 TL olduğu tespit edilerek taleple bağlı kalınarak 70.000,00 TL üzerinden karar verildiği ve karar temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.01.2021 tarih ve 2020/4568 Esas, 2021/518 Karar sayılı ilam ile kararının onanmasına karar verilerek kararın kesinleştiği; kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için, gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra, ayrı bir dava açılmasının usulen mümkün olduğu, uygulamada bu ayrı davaya ek dava denildiği, yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde birden fazla ek dava açılmasının da kural olarak mümkün olduğu; somut olayda, Tire 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/733 Esas sayılı dava dosyasında davacının toplam alacağının 108.075,43 TL olduğu tespit edilerek taleple bağlı kalınarak 70.000,00 TL üzerinden karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından davacının tespit edilen alacağından, hüküm altına alınan alacağın mahsup edilmesi sonrasında 38.075,43TL alacağının bulunduğu, davacı tarafa 24.05.2022 tarihli celsede ıslah dilekçesi sunmak üzere süre verildiği ancak ıslah dilekçesi sunulmadığından taleple bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulüyle 38.075,43 TL'den taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepler

1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın derdestlik nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının ek dava açma hakkı olmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların değerinde dava tarihinden itibaren artış gözetilerek yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini, malların değer artışından kaynaklı alacağın hesaplanmadığını, ıslah talebi olmadan Mahkemece ıslah için kesin süre verilemeyeceğini, devredilen taşınmazların da tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, taşınmazlar üzerine diğer dava dosyasında konulan tedbirin kalktığını yeniden tedbir karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ek davanın açılabilmesinin şartları, derdestlik bulunup bulunmadığı, alacağın miktarı, ıslah, eksik araştırma bulunup bulunmadığı, talep, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 114 ve 115 inci maddeleri, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri;mülga 1086 sayılı Kanun'un (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.