"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/488 E., 2022/2702 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Suruç Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/312 E., 2021/1173 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından boşanma hükmü, kusur belirlemesi, nafakalar yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı asıl tarafından süresi içinde sunulan istinaf dilekçesi ile nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin davalının kararı öğrendiğini belirttiği tarihten çok zaman sonra sunduğu, yasal istinaf süresi geçtikten sonra sunulan dilekçe beyan dilekçesidir. Davalının istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı boşanma hükmü ve kusur belirlemesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmayan davalının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı bu yönlerden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının boşanma hükmü ve kusur belirlemesine yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekilinin nafakalar yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde; eşinin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kendisi ile evlendiğine pişman olduğunu söylediğini, ilgisiz olduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, düğün ve nişan gibi sosyal ortamlara katılmasını yasakladığını, kendisine ve akrabalarına ırkçı söylemlerde bulunduğunu ve 2 yıl önce evden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 16.09.2020 tarihli duruşmada usulüne uygun olarak elden tebliğ edilmiş, davalı erkek davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşi ile duygusal olarak ilgilenmeyen, umursamaz bir kişilikte olan, eşinin sosyal ilişkilerini kısıtlayan, sürekli olarak tartışıp evden ayrılan, birlikte yaşamdan kaçınan, evin geçime destek olmayan, eşinin şeref ve onurunu zedeleyici hakaret boyutunda sözler sarf eden, çalışmak bahanesiyle evden ayrılıp bir daha gelmeyen ve aradan yıllar geçmesine rağmen eşini arayıp sormayan, hiçbir şekilde eşinin yanına gidip gelmeyen, evliliğin devamı için gereken çabayı göstermeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; karardan istinaf dilekçesinin verildiği tarihten 5 gün önce haberdar olduğunu belirtmiş ve tarafların ekonomik durumu dikkate alındığında kadın lehine nafakaya hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru süresi geçtikten sonra sunduğu, 19.01.2022 tarihli dilekçede özetle; erkeğe yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğin eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, erkeğin sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılmadığını, kadının SGK evraklarının dosyada yer almadığını ve kadın lehine nafakalara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu, davalının duruşmaya geldiği, duruşmada kendisine dava dilekçesi ve tensip tutanağının elden tebliğ edildiği ve bu nedenle kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadığı iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe yapılan tebligatların usule aykırı olduğunu, savunma hakkının kısıtlandığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğin eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini, kadın lehine nafakalara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığını, erkeğin sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılmadığını, kadının SGK evraklarının dosyada yer almadığını ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma hükmü ve kusur belirlemesine yönünden istinaf başvurusu bulunmadığından bu yönlerden temyiz dilekçesinin reddi gerekmekle, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği ve nafakalara hükmedilebilmesinin koşulları bulunuyorsa miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 169 uncu, 175 inci ve 330 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin boşanma hükmü ve kusur tespitine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelemesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.