Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7418 E. 2023/4795 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası yapılan yargılamada, edinilmiş mal paylaşımında takasın nasıl yapılacağı ve taşınmazın edinme değerinin nasıl belirleneceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, Yargıtay’ın bozma kararında belirtilen hususlara aykırı olarak taşınmazın edinme tarihindeki mevcut durumu gözetilmeden değer tespiti yapılması ve davalının takas def'i talebi varken davacı lehine hesaplanan alacağa, davalı lehine hesaplanması gereken alacağın eklenmesi hatalı görülerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1079 E., 2021/649 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kazancı ile davalı adına bir adet taşınmaz ve bir adet araç bulunduğunu belirterek malların aynen iadesini, mümkün değilse faiziyle birlikte malların bedellerinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş; davacı erkek vekili 07.07.2021 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 35.925,21 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; taşınmazın evlilik öncesi edinildiğini ve kişisel mal olduğunu; aracın da ilk eşinden olma çocuklarına ait olduğunu, iki kardeş arasında anlaşmazlık çıkmaması için kendi adına tescil edildiğini, aracın alınmasına davacının ve kendisinin katkısının olmadığını; asıl paylaşılması gerekenin davacıda kalan beyaz eşyalar ve motosiklet olduğunu, bu malların yarısının kendisine ait olduğunu, tasfiye sırasında bu malların da dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş; davalı kadın vekili 01.07.2021 tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesinde de, ıslah dilekçesinin bozmadan sonra sunulduğunu ve zamanaşımının dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.11.2015 tarih ve 2014/394 Esas, 2015/930 Karar sayılı kararı ile, aracın satın alma bedelinin yarısını davalının oğlunun verdiği, diğer yarısını da davacının verdiği; taşınmazın 134 m2'lik kısmının evlilik birliği içinde alındığı, satın alma bedelinin % 50,24'lük kısmının evlilik birliği içinde ödendiği, taşınmazın ikinci katının da evlilik birliği içinde yapıldığı; davacının taşınmazdan kaynaklanan 22.964,32 TL, araçtan kaynaklanan 2.625,00 TL olmak üzere toplam 25.589,32 TL katılma alacağı bulunduğu; davacı adına alınan motosikletler ve beyaz eşyalar yönünde de davalının 1.575,00 TL katılma alacağı bulunduğu, alacakların takas edilerek bakiye 24.014,00 TL davacının alacağı bulunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle 24.014,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.06.2018 tarih ve 2016/4176 Esas, 2018/13979 Karar sayılı kararı ile, davalının oğlu tarafından araç alınırken bedel ödendiğine dair delil bulunmadığı, davalının bu yönden savunmasını ispatlayamadığı, aracın değerinin tamamının edinilmiş mal kabul edilmesi gerektiği; Mahkemece taşınmazın arsası ve tek katlı yapı yönünden yapılan hesaplamanın dosya kapsamı ile örtüşmediği ve hatalı olduğu, Mahkemece yapılacak işin, öncelikle taşınmazın edinme tarihi olan 02.05.2003 itibariyle mevcut nitelik ve özelliklerine göre değeri tespit edilerek bu miktar ile belediye tahsis ücreti toplanarak taşınmazın toplam değeri bulunması gerektiği, taşınmazın toplam değeri ile evlilik birliği içindeki ödenen taksit miktarı (1.010,00 TL) oranlanarak davalı kadına ait bu taşınmaza evlilik birliği içinde edinilmiş mallardan yapılan katkı oranı tespit edilerek belirlenecek bu oran, taşınmazın tarafların evlendikleri tarihteki mevcut halinin tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeriyle çarpılarak ortaya çıkacak artık değerin yarısı üzerinden davacının katılma alacağı hesaplanması gerektiği belirtilerek kararın araç yönünden davacı lehine, taşınmaz yönünden davalı lehine bozulmasına, taraf vekillerinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın arsa edinme bedelinin % 10,77'lik kısmının evlilik birliği içinde ödendiği, taşınmazın güncel değerinin 241.200,00 TL, artık değerin 25.977,24 TL olduğu, buna göre taşınmazın arsası yönünden davacının 12.988,62 TL katılma alacağı bulunduğu; taşınmazın birinci katı için herhangi bir ödeme yapılmadığından birinci kat yönünden alacağı olmadığı, ikinci katın güncel değerinin 31.185,00 TL olduğu, buna göre davacının 15.592,50 TL katılma alacağı bulunduğu; ... plakalı motosiklet yönünden 2.300,00 TL, ... plakalı motosiklet yönünden 1.669,50 TL, ev eşyaları yönünden 725,00 TL katılma alacağının bulunduğu; davanın kısmi ıslahı için süre engeli olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, 27569 ada 1 parsel sayılı taşınmazın arsası yönünden 12.988,62 TL, 27569 ada 1 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki yapının ikinci katı yönünden 15.592,50 TL, ... plaka sayılı motosiklet yönünden 2.300,00 TL, ... plaka sayılı motosiklet yönünden 1.669,50 TL, ev eşyaları yönünden 725,00 TL olmak üzere toplam 33.275,62 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; motosikletlerin davacı adına kayıtlı olduğunu, davacının motosikletler yönünden alacak talebinin bulunmadığını, Mahkemenin talep dışında karar verdiğini, motosikletler yönünden müvekkilinin katılma alacağı bulunduğunu ve bunun davacının alacağından mahsup edilmesi gerekirken davacının katılma alacağı olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, ev eşyalarının da davacıda kaldığını ve ev eşyaları yönünden müvekkilinin katılma alacağı bulunduğunu ve bunun davacının alacağından mahsup edilmesi gerekirken davacının katılma alacağı olarak talep dışında karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davacının hiçbir alacağı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, tasfiyeye dahil edilecek malların neler olduğu, takasın doğru yapılıp yapılmadığı ve talep dışında karar verilip verilmediği, ispat noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.

3. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).

4. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; ne var ki, Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında taşınmazın edinme tarihi olan 02.05.2003 itibariyle mevcut nitelik ve özelliklerine göre değeri tespit edilerek bu miktar ile belediye tahsis ücreti toplanarak taşınmazın toplam değeri bulunması gerektiği belirtilmesine rağmen, Mahkemece, taşınmazın edinme tarihindeki mevcut nitelik ve özellikleri göz ardı edilerek, diğer bir deyişle taşınmazın edinme tarihinde üzerinde tek kat yapı bulunmasına rağmen sadece taşınmaz zemin değeri ile tahsis ücretinin toplanarak taşınmazın toplam değerinin bulunarak edinilmiş mal oranın hesaplanarak alacağın belirlenmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.06.2018 tarihli bozma ilamında belirtildiği şekilde, taşınmazın edinme tarihindeki mevcut nitelik ve özellikleri dikkate alınarak, taşınmaz edinildiğinde üzerinde bulunan tek katlı binanın bulunduğu da gözetilerek taşınmazın değeri ile belediye tahsis ücreti toplanarak taşınmazın toplam değeri bulunarak edinilmiş mal oranı ile katılma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

5. Ayrıca, Mahkemece davalının takas def'i talebi bulunduğundan davacı erkek adına kayıtlı iki adet motosiklet ile ev eşyaları yönünden davalı lehine hesaplanan katılma alacağının davacı erkek lehine hesaplanan katılma alacağı miktarından düşülerek bakiye alacağa hükmedilmesi gerekirken, hatalı şekilde takasa konu mallar yönünden davalı kadın lehine hesaplanan alacak miktarının da davacı erkeğin alacağına eklenerek davalı kadından tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı kadın vekilinin taşınmazın edinme değerinin belirlenmesi ve takas yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

1-SÜG-KFP-DŞ-AB