"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/438 E., 2023/804 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/266 E., 2022/446 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanma aşamasında olduğu davalıya birlikte yaşadıkları süreçte farklı sebeplerle banka havalesi yoluyla borçlar verdiğini, konuya ilişkin Whatsapp ve sms yazışmalarının da mevcut olduğunu, davalı tarafça bu borçların ödenmediğini, İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2021/5001 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin de davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında evlilik öncesine ilişkin ödünç (karz) sözleşmesi yapıldığı hususunun her bir tutar yönünden ya da baştan itibaren hukuki ilişkinin ispatının gerektiği, somut olayda, bahsi geçen tutarlar nazara alındığında taraflar arasındaki ilişkinin ancak yazılı delille ispat edilebileceği, alınan bilirkişi raporuna istinaden, davacı tarafından gönderilen banka havalelerinde ödünç açıklamasının bulunmadığı, dinlenen tanığın ise tarafların sevgili olduğu dönemde davacının ödünç olarak para gönderdiği yönünden beyanının olmaması, yine icra takibi yapılmadan davalıdan ödünç verildiği iddia olunan paranın istendiğinin ispatına yarar bir delilin sunulmaması hususları dikkate alındığında, davacının ödünç sözleşmesini ve akabinde ödünce bağlı gönderilen paranın altı haftalık süre sonrasında istendiği hususlarının ispat edilemediğini, taraflar arasında görülen Ordu 2. Aile Mahkemesinin 2021/26 Esas sayılı dosyasında boşanmalarına ilişkin görülen davada, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden maddi tazminat, eşya alacağı, ziynet alacağı, mal rejiminden kaynaklı hak ve alacak talep etmediklerini açıkça beyan etmeleri karşısında, bu hususun davacı bakımından Mahkeme içi ikrar niteliğinde olup, davacı tarafın varsa dahi alacağından feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu borç ilişkisi ile tarafların boşanmaları arasında bağ bulunmadığını, boşanma davasının fer'îsi olan maddi tazminat ile taraflar arasındaki borç ilişkisinden kaynaklanan alacağın farklı hukuki kurumlar olduğunu, kaldı ki boşanma protokolünün 5. maddesinde tarafların ayrıca birbirlerine karşı açtıkları davaların devam edeceğinin belirtildiğini, müvekkili tarafından çeşitli kalemlere ilişkin olarak davalıya borç verildiğini, borç ilişkinin banka kayıtları ile açıkça sabit olduğunu, bilirkişi incelemesinin eksik ve hatalı olduğunu, yaptıkları itirazlara rağmen aynı hataların tekrar edildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, reddedilen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı, çeşitli tarihlerde davalıya banka havalesi ile borç verdiğini ileri sürerek alacak iddiasında bulunduğu, davalı davaya cevap vermeyerek inkar savunmasında bulunduğu, havale bir ödeme vasıtası olup var olan bir borcun ödendiğini gösterdiği, bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerektiği, somut olayda, davaya konu havalelerde gönderilen miktarların ödünç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmadığı gerekçesiyle ispat yükü davacıda olup dava değeri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 200 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen sınırın üzerinde bulunduğundan kural olarak davacı tarafın iddiasını senetle ispatlaması gerektiği, ancak taraflar 13.10.2018 tarihinde evlendiklerinden bu tarihten sonra yapılan havaleler bakımından tanık dinlenmesi mümkün olduğu, evlilik tarihi öncesinde gönderilen havaleler bakımından ise tanık dinlenmesi mümkün olmadığı, buna göre dinlenen davalı tanığının görgüye dayalı beyanının taraflar arasındaki evlilik birliğinden önceki döneme ilişkin olması sebebiyle hükme esas alınması mümkün olmadığı, evlilik birliği içinde gönderilen havaleler yönünden ise bu havalelerin borç olarak gönderildiğine ilişkin görgüye dayalı bir tanık beyanı bulunmadığı, dolayısıyla, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını aynen tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla reddedilen dava yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki itizarın iptali davasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü ve 200 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 391 inci ve 392 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.