"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/747 E., 2022/985 K.
KARAR : Asıl davanın reddi- karşı davanın kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı- davacı kadın
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık 6 yıldır ayrı yaşadıklarını, davalı-karşı davacının müvekkiline hiçbir zaman yakınlık göstermediğini, kadının sebepsiz kıskançlıkları, kurguları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, boşanma hususunda davalı-karşı davacının kusurlu olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu, ona para gönderdiğini, onunla evleneceğini söylediğini, erkeğin eşine ve çocuklarına bakmadığını, yıllardan beri ne eşini ne de çocuklarını arayıp sormadığını, onlarla ilgilenmediğini, adına kayıtlı evi tapuda başkası adına geçirdiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğini sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 14.05.2015 tarihli ve 2014/271 Esas, 2015/359 Karar sayılı karar ile davacı-karşı davalı erkeğin elektrikçi olduğu, genelde şehir dışındaki inşaatlarda çalıştığı, çalışmaya gittiğinde 1-2 sene dışarıda kaldığı, erkeğin kazanmış olduğu kazançla davalı eşine ve çocuklarına bakmadığı, onlarla ilgilenmediği, ayrıca davacının Bulgaristan uyruklu bir kadınla telefonda tanıştığı, tanıştığı bayanın evlenme vaat etmesi üzerine davacının 3.300,00 Euro'yu bu kadına gönderdiği, erkeğin eşi ve çocuklarına Bulgaristan uyruklu bayanla görüştüğünü ve onunla evlenmek istediğini açıkça söylediği, davacı-karşı davalının en son eşyalarını toplayarak ne haliniz varsa görün diyerek evi terk ettiği ve bir daha da evine dönmediği, tarafların 5-6 yıldır ayrı yaşadıkları ayrıldıktan sonra tekrar bir araya gelmedikleri, kadının taraflar arasındaki geçimsizlikte herhangi bir kusurunun bulunmadığı, taraflar arasındaki şiddetli geçimsizlikteki kusurun davacı-karşı davalı erkekte olduğu belirtilerek erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 250,00 TL'ye yükseltilmesine, kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal koşulları oluşmakla 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 06.06.2016 tarihli ve 2015/18488 Esas, 2016/11109 Karar sayılı kararıyla davacı-karşı davalı erkeğin bir kısım tanıklarını dava dilekçesinde, diğer tanıklarını ise süresinde verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde bildirdiği, Mahkemece ön inceleme duruşmasında tanık ve delillerin bildirilmesi için taraflara verilen sürede tüm tanıklarını tek bir dilekçede toplayarak mahkemeye sunduğı, Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin, dava dilekçesinde bildirdiği tanıkların dinlenilmesi ile yetinildiği, diğer tanıkların ikinci tanık listesi yasağı kapsamında görülürek dinlenilmeden hüküm kurulduğu, davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde tanık deliline dayandığına göre Mahkemece ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu belirlendikten sonra taraflara tanıkların isim ve adreslerini bildirmeleri için süre verilmesi gerektiği, zira delilin, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için gösterileceği, Mahkemece de taraflara ön inceleme duruşmasında tanık ve delillerini bildirmek için süre verildiğine ve davacı-karşı davalı erkek süresinde verdiği dilekçeyle tüm tanıklarını bildirdiğine göre 18.11.2014 tarihli dilekçe ile bildirilen diğer tanıkların ikinci tanık listesi sayılmayacağı, o halde tanıklar ..., İkram ve ...'nın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 243 üncü ve devamı maddelerinde gösterilen usul çerçevesinde dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru görülmediği belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B.İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemece verilen 06.12.2016 tarihli ve 2016/657 Esas, 2016/846 Karar sayılı direnme kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Mahkemece bozma ilamına direnilmesi ve direnme kararının erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 2017/2- 2301 Esas, 2021/807 Karar sayılı kararıyla tanık deliline dayanılması hâlinde; dinlenilmesi istenen tanığın isim, adres ve hangi vakıa yönünde bilgi sahibi olduğu açıklamasıyla birlikte mahkemeye bildirilmesi gerektiği ve bunun dışında ikinci bir tanık listesi verilemeyeceği, bu kuralın iki istisnasının bulunduğu, bunlardan ilki tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleriyle iddia ve savunmalarını serbestçe genişletip veya değiştirmeleri iken; ikincisi de sonradan ileri sürülen delilin yargılamayı geciktirme amacı taşımaması veya ilgilinin kusurundan kaynaklanmaması durumu olduğu; dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı-karşı davalı asıl davadaki iddialarına yönelik ... ve ...i dinletmek istediği, karşı dava ile aleyhine ileri sürülen iddiaların aksini ispat için, başka bir ifadeyle karşı ispat bağlamında da ... ve İsmet'in tanık olarak dinlenmesini istediği, bundan sonra, 15.09.2014 tarihli ikinci cevap dilekçesi ile dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde yer alan aynı vakıalara dayandığı hâlde bu kez de ... ve İkram’ın dinlenilmesini talep ettiği, Özel Dairece yapılan incelemede ise davacı-karşı davalının tanık deliline dayandığı, bu nedenle her bir dilekçesinde dinlenilmesini istediği tanıklarını toplu olarak ön inceleme duruşmasında kendisine verilen süre içerisinde bildirdiği gerekçesiyle dinlenmeyen tüm tanıklarının dinlenilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulduğunu, tüm bu anlatılanların ışığı altında; Mahkemece erkek eşin usule uygun şekilde karşı davaya cevap dilekçesinde bildirdiği ... ve İsmet isimli tanıklarının dinlenerek, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, anlatılan hususlar gözetilmeksizin isimleri açıklanan davacı-karşı davalı tanıklarının ikinci tanık listesi kapsamında görüldüğü gerekçesi ile dinlenilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği belirtilerek direnme kararı değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı erkeğin elektrikçi olduğu, genelde şehir dışındaki inşaatlarda çalıştığı, çalışmaya gittiğinde 1-2 sene dışarıda kaldığı, davacı erkeğin kazanmış olduğu kazançla davalı eşine ve çocuklarına bakmadığı, onlarla ilgilenmediği, ayrıca davacı-karşı davalının Bulgaristan uyruklu bir kadınla telefonda tanıştığı, tanıştığı bayanın evlenme vaat etmesi üzerine davacı-karşı davalının 3.300,00 Euro'yu bu kadına gönderdiği, erkeğin eşi ve çocuklarına Bulgaristan uyruklu bayanla görüştüğünü ve onunla evlenmek istediğini açıkça söylediği, davacının en son eşyalarını toplayarak ne haliniz varsa görün diyerek evi terk ettiği ve bir daha da evine dönmediği, tarafların 5-6 yıldır ayrı yaşadıkları ayrıldıktan sonra tekrar bir araya gelmedikleri, her ne kadar bozmadan sonra dinlenen davacı-karşı davalı tanıklarından ..., iddialarda geçen bayan ile davacının ilişkisinin olmayıp kendisi olduğunu beyan etmiş ise de, iki defa alınan ifadeleri arasında çelişki bulunduğu, yönlendirilmiş olabileceğinden diğer davacı tanığı İsmet H.'nin davacı ile ...S. isimli bayan ile gönül ilişkisi olup olmadığını bilmediği, sadece taraflar arasındaki olaylara şahitliği olduğunu beyan ettiğinden, sonradan dinlenen tanıkların davacının iddiasını doğrulamadığı, davalı kadının taraflar arasındaki geçimsizlikte herhangi bir kusurunun bulunmadığı, taraflar arasındaki şiddetli geçimsizlikteki kusurun davacı-karşı davalı erkekte olduğu belirtilerek erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 250,00 TL'ye artırılmasına, kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili ise katılma yoluyla tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 29.03.2023 tarihli 2023/2143 Esas, 2023/1395 Karar sayılı kararıyla, kararın onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek, nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesinin Dairece verilen son bozma ilamına uyup uymadığı; Dairece verilen onama kararında bir yanlışlık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nu 4 üncü maddesi, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.