Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7433 E. 2024/5239 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, erkeğin zina yaptığı iddiasıyla kadının boşanma talebinin kabulünün hukuka uygun olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin zina yaptığına dair ileri sürülen tanık beyanlarının çelişkili ve yetersiz olduğu, dosya kapsamında zina eylemini ispatlayacak başka bir delil bulunmadığı gözetilerek, kadının zina sebebine dayalı boşanma talebinin kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1175 E., 2023/1296 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1853 E., 2022/169 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı – davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı -davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeğe seni artık bu evde istemiyorum, senin bu evde ve benim hayatımda bundan sonra yerin yok şeklinde sözleri sürekli dile getirerek, her seferinde kavga ve tartışma çıkarttığını, bu nedenle erkeğin 5-6 yıl önce ayrı bir ikametgah edinmek zorunda kaldığını, eşinin baskı ve olumsuz söylemlerinin olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı – davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin birden fazla kez sadakatsizlik yaptığını, ev, eş ve çocuklarla ilgilenmediğini, evini ayırdığını, birlik görevlerinni yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine 4721 sayılı Kanun’un 161 inci ve 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, evlilik birliği süresince başka kadınlarla mesajlaşarak, telefon görüşmeleri yaparak, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, E. O. isimli kadın ile duygusal birliktelik yaşadığı, bu hususta uzun süreli ve sık telefon görüşmelerinin bulunduğu, karı koca ilişkisi yaşar şekilde mesajlaşmalarının bulunduğu ve bu sebeple de ortak konutu terk ettiği, erkeğin telefon konuşmaları ve mesajlaşmaları zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşulu olan cinsel ilişkinin varlığı yönünden güçlü karine teşkil etmesinin olduğu, erkeğin başka bir kadın ile cinsel ilişkiye girdiği güçlü karineyle kanıtlandığı, evin ekonomik sorumluluklarını yerine getirmediği, güven sarsıcı davranışları nedeni ile taraflar arasında şiddetli geçimsizlik meydana geldiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, aynı kanunun 161 inci ve 166 ncı maddeleri gereğince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 1.200,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı - davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki dilekçelerini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı – davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen kusurlara göre hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kusur belirlemesinin doğru olduğunu, kanunun olaya uygulanmasında, delillerin değerlendirilmesinde hata edilmediğini, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğunu; belirlenen kusurlara, kadının çalışmamasına göre tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin isabetli ancak miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı – davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ;kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına; kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata; davacı – davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı -davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davasının kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, kadının davasını ispatlayamadığını, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı – davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat miktarı yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı,davaların kabulüne ve reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı ile kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci ve 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bizzat davacı- davalının kardeşinin beyanı ile de bu durumu kabul ettiği, bu kadını babasının evine götürdüğü ve kadının babasına baba diye hitap ettiği, kadının hamile olduğu hususunun sabit olduğu kabul edilerek kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı boşanma talebinin de kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin gerekçesine esas aldığı tanık beyanında, "... abimin evliliğin bozalmasından dolayı herhangi bir memnuniyetsizliğinin olmaması, hayatından memnun olması üzerine sinirlendim ve evimden kovdum, abim bu olaydan sonra eve geri dönmedi, abim benim evimde kaldığı sürede saatlerce telefonda konuşurdu, spora gidiyorum diyip çok geç saatlarde benim evime gelirdi, telefonda muhtemelen ilişki yaşadığı kadınla konuşurdu çünkü benden gizli konuşurdu, normalde işyerinden gelen telefonları benim yanımda cevaplardı, abim 3-4 ay önce birlikte olduğu kadını babamların evine götürmüş, kadın babama baba diye hitap etmiş, gittiğinde 5-6 aylık hamile imiş.." şekilinde verilen beyanın tanık olan kardeşin kendi değerlendirmelerini içerdiği, bahsi geçen kadının hamile olduğuna dair beyanının ise başkasından duyuma dayalı beyan olduğu; yine kadın tanığı olarak dinlenilen erkeğin annesinin beyanında ise "...benim oğlum, eşi dışında hiçbir kadını bana getirmediği gibi benimle böyle bir konuşma da yapmadı. Zaten ben gelinimin yerine kimseyi koyamam ..." şeklindeki beyan ile çeliştiği, dosya kapsamında da erkeğin zina eylemini işlediğine yönelik muhakkak gözü ile bakılacak başkaca bir delilin bulunmadığı dikkate alındığında erkeğin zinasının dosya kapsamından ispatlanamadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca kadının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma talebinin kabulü kararı yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı- davacı kadın vekilinin tüm, davacı- davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Fatma'ya yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran Hasan'a iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.