"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/251 E., 2023/805 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/480 E., 2020/532 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden, davacı kadın vekili tarafından ise katılma yoluyla nafakaların miktarı ile ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf dilekçesinin reddine, tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına yoksulluk, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından, ziynet alacağı davasının reddi, nafaka ve tazminatların miktarı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı, davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden davacı kadın vekili tarafından kararın onanması talep edilmiş, tazminatların miktarı yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Davacı kadının tazminatların miktarına yönelik temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı kadının temyiz isteminin tazminatların miktarı yönlerinden reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında kalan yönlere yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; evlilik birliğinin sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, davacı kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 600.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların boşanmasına, kadının fer'î taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin sarsıldığı, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuklar yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı dava tarihinden itibaren aylık 500.00 TL, 21.02.2019 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir, karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 500.00 TL, 21.02.2019 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL, karar tarihinden itibaren 600,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 45.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarına ilişkin davanın ispatlanamadığından reddine, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın karar kesinleştiğinde tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmemesi, nafaka miktarları yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile katılma yoluyla istinaf ve temyizin, asıl istinaf ve temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen karar erkek tarafından boşanmanın fer'îleri yönünden istinaf edildiği, kadın tarafından ise katılma yolu ile boşanmanı fer'îleri ve ziynet eşyası yönünden istinaf edildiği, davalı erkek ziynet yönünden hükmü istinaf etmediğine göre, kadının ziynet eşyası alacağı davasını katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince taraflara birbirlerine sözlü şiddet uyguladıkları birbirlerinin fiziksel görüntülerinden kaynaklı rencide edici davranışlarda bulunduğu erkeğe çeşitli defalar fiziksel şiddet uyguladığı, vakıalarının kusur olarak yüklendiği, kadının kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeni ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu vakıaların kesinleştiği kadının ayrıca yemek yapmadığı vakıasının da sabit olduğu, erkeğin kadına yönelik diğer iddialarını ispat edemediği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen vakıaların da sabit olduğu, tespit edilen bu davranışlara göre tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu oldukları, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin yüklenen vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin reddine, kadının yoksulluk ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına, boşanma kararın kesinleştiği tarihten itibaren davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyası yönünden istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, tarafların ortak konutlarının müvekkiline özgülenmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ziynet alacağı davası, nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 175 inci, 182 nci, 327 inci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadın vekilinin maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.