Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7450 E. 2023/5341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasındaki kusurun belirlenmesi, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ile davaların birleştirilmesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2161 E., 2023/641 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/477 E., 2022/125 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ruhen ve fikren anlaşmadıklarını, davalının müvekkilinin kıyafetlerine karıştığını, sürekli eleştirdiğini, küfür ve hakaret ettiğini, psikolojik baskı yaptığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, cimri olduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline ait ziynetlerin aynen iadesine iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının müvekkilini çok fazla masraf ve borç altına soktuğunu, davacının eşinin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, yemek yapmadığını, davacının uzun süreli olarak ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin davacıya eve dön ihtarı gönderdiğini, davacının para karşılığında eve döneceğini bildirdiğini, müvekkiline saldırdığını, müvekkilini rencide ettiğini belirterek davacının maddî taleplerinin reddine, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından davacının cimri olduğu, davacının davalının cebinden aldığı 10,00 TL için bile kavga çıkardığı, kışın kaloriferi yakmamak için davacıyı ailesinin yanına gönderdiğinin belirtildiği, davacının annesinin belirttiği üzere misafire çok yemek koymuşsun diye kızıyla kavga ettiğine şahit olduğu, davalının evin iaşesini yerine getirmediği, dolaplarında yeterli erzak olmadığı, davacının anne ve babasının erzak gönderdiği, kızına ihtiyaçlarını alması için davacının babasının para gönderdiği, davalının davacıya hakaret ettiği, davacının babasının telefonda konuşurken arkada davalının küfürlerini duyduğu, teyzesinin kızının ise davalının davacıya salak dediğini duyduğu, en son ayrılmalarına neden olan olayda davalının davacıyı yaraladığı, bu olaya ilişkin kollukta alınan ifadesinde olayın yanlışlıkla olduğunu beyan etmiş ise de olaya ilişkin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/839 Esas sayılı dosyasında 19.10.2020 tarihli celsesinde davalının kendisine anahtar fırlattığını beyan ettiği, davalının yargılama sonucunda suçu sabit bulunup ceza aldığı, aldığı cezanın hagb'ye çevrildiği, davacının babasının alınan ifadesinde kızının evlerine geldiğinde gözünün mor olduğunu beyan ettiği, davalının davacıya "pis köyünüze gidin" dediği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, davacının ise davalı ile yaş farkını bilerek evlenmesine rağmen evlendikten sonra bunu problem yapıp huzursuzluk çıkarması, sürekli ailesinin yanına gidip uzun süreli olarak orada kalması, en son ayrılmalarına neden olan olay davalının davacıya şiddet uygulaması olduğundan her ne kadar davalı tarafından davacıya terk ihtarı çekileceği fakat davacıyla konuşup eve döneceğini söyleyince terk ihtarı çekmediğini belirtmiş ise de bu hususun davaya herhangi bir katkısı olmayacağı, terk ihtarının evi haklı yere terkeden tarafa çekilemeyeceği, davalının fiili ayrılık döneminde fıtık ameliyatlarında yanında olmadığını beyan etmiş ise de bu süreçte davacının ayrılma kararı aldığı, davalının şiddet uygulaması nedeniyle haklı yere evden ayrılan davacının, davalının ameliyatlarında yanında olmamasının davacıya kusur olarak yüklenemeyeceğinden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacının az kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 300,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının 500,00 TL'ye artırılmasına ve iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine, ziynet talebinin kısmen kabulü ile, değeri 8.920,00 TL olan 1 adet (22 ayar) 20 gram bilezik, değeri 1.218,00 TL olan (14 ayar) 1 adet 3 gram yüzük, değeri 1.218,00 TL olan (14 ayar) 1 çift küpenin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde toplam değeri 11.356,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ziynet talebinin tamamının kabul edilmesi gerektiği gerekçeleri ile ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, yoksulluk nafakası, tazminatların ve ziynet alacağı talebinin reddi gerektiği, yargılama giderinin doğru olmadığı gerekçeleri ile yoksulluk nafakası, kusur belirlemesi, tazminatlar, ziynet alacağı talebi, yargılama gideri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesi ile tarafların istinaf isteklerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; boşanma davası kesinleşmeden kadının başka bir erkekle düğün yaptığını, ... 5 Aile Mahkemesi 2022/1334 Esas sayılı dosya ile boşanma davası açtıklarını ancak dosya ile birleştirme kararı verilmediğini, kadının çalıştığını, yoksulluğa düşmeyeceğini, nafakanın kaldırılması gerektiğini,kadının ağır kusur olduğunu, bu nedenle davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini,kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmü istinafa konu edilmeyerek kesinleşmiş olmakla erkeğin açtığı boşanma davası ile iş bu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesi gerekip gerekmediği, kadın yararına tedbir yoksulluk nafakası ile tazminat verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.