Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7466 E. 2024/4368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu gözetilerek, bu hususlarda İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1030 Esas, 2023/1303 Karar.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1282 E., 2022/62 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın, karşı davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı birleşen dosya davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalının davranışlarından dolayı geçimsizliğin sürekli bir hal aldığını ortak konuttan ayrılarak iş yerinde yaşamaya başladığını, Ankara 3. Aile Mahkemesinin 2019/215 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, açmış olduğu boşanma davasından 30.05.2019 tarihinde feragat ettiğini, davalı kadının kendisine ve yakınlarına karşı olumsuz sözler söylediğini, ilgisiz ve rahatsız edici tutum ve davranışları olduğunu, iddia ederek karşı davanın reddine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 200.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek birleşen dosyaya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; çocukların tüp bebek yöntemi ile olduğunu, spermin nakil yoluyla aktarıldığını birinci ve ikinci çocuğun tüp bebek tedavi aşamalarından kadının haberinin olduğunu, tüp bebek fikrinin kadın tarafından ileri sürüldüğünü, sonrasında bu hususun kadın tarafından kötüye kullanıldığını, davalının sosyal medya sohbetleri yaptığını ve sosyal medyada çok fazla zaman geçirdiğini savunarak karşı davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin ailesinin evliliğin iç işlerine karıştığını, davacıdan ve ailesinden hakaret ve onur kırıcı muameleler ve aşağılamalar gördüğünü, rencide edici el hareketleri yaptığını, ortak evin kilidini değiştirdiğini, kadınlığına laf ettiğini, çocukların üzerinden kendisine baskı yaptığını, çalışmasını istemediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kalp ameliyatı geçirdiğinde ilgilenmediğini, sürekli boşanma davası açmakla ve maddî desteğini kesmekle tehdit ettiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 3.500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin kardeşinin çocuklarının davalıdan olduğunu, davalı erkeğin davacıyı evden kovduğunu, küfür ettiğini, alay ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci veya 163 üncü veya 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 5000,00 TL tedbir - yoksulluk nafakasına, 200.000 TL maddî tazminat ile 400.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık ... taraflar arasındaki Ankara 3. Aile Mahkemesindeki feragatla sonuçlanan davadan sonra tarafların bir araya gelip gelmediğini bilmediğini, uzun zamandır ortak evde yaşamadığı beyan etmekle beyanlarının hükme esas alınmadığı, diğer tanık beyanları ile erkeğin davasını ispat edemediği, kadının karşı davasında boşanma nedenleri olarak sunduğu hususları ispat edemediği, zina nedeni ile açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için karşı tarafın başka biri ile cinsel ilişkiye girdiğinin ispatının gerektiği, taraflar erkeğin spermi ile laboratuvar ortamında döllenmenin yapıldığı hususunda mutabık olup zina hususu ispat edilemediği gibi suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme hususu da ispat edilemediği, erkeğin, kadını evden kovduğu hususunun, tanık ...'un beyanı ile sabit olduğu, erkekten kaynaklanan tam kusurlu hareketler nedeni ile evlilik birliği temelinden sarsılarak çekilmez hal aldığı, kadının boşanma davası açılmakla ayrı yaşamakta, haklılığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların kusur oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi, davacı kadının boşanmakla beklenen ve mevcut maddî menfaatlerinin ortadan kalktığı, ayrıca kişilik haklarının ihlal edildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatleri gerekçesi asıl davanın ve karşı davanın reddine, birleşen davada 4721 sayılı Kanunun 161 nci veya 163 üncü maddeleri gereği boşanma talebinin reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadana verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili ve erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle kendi davasının reddi, kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın reddi, karar verilmesi, birleşen davada reddedilen boşanma talepleri, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddedilen kısımları yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede ve kusur belirmesinde hata edilmediği, kadının birleşen davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadının karşı davasının reddine ve erkeğin davasının reddine karar verilmesinde, kadın yararına 4721 sayılı kanunun 169 uncu maddesi kapsamında hükmedilen tedbir nafakası miktarında, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi kapsamında hükmedilen yoksulluk nafakası miktarında, takdir edilen maddî tazminatın miktarında, takdir edilen manevî tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aldattığını ve kandırdığını, mahkeme tarafından gerekli inceleme yapılmadan zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenlerinden açılan davaların reddine karar verildiğini, erkeğe ait olan 2 çocuktan sonra, zina olgusunun bulunmadığının erkek tarafından ispat edilmesi gerektiğini, mahkeme tarafından tüp bebek merkezlerine müzekkere yazılmadığını, erkeğin boşanma davası açmakla kadına psikolojik şiddet uyguladığını vakıasının değerlendirilmediğini, erkeğin gelirinin tespit edilenden fazla olduğunu ileri sürerek, reddedilen karşı dava, birleşen davada reddedilen boşanma talepleri, birleşen davada kabul edilen nafaka ve tazminat miktarları bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma ve ferileri davasında evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, zina ve haysiyetsiz yaşam sürme davasının kabulü koşullarının bulunup bulunmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 161 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunun "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili dördüncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî-manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî tazminat ve manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

3.Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.