Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7488 E. 2023/4599 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonucunda hükmedilen iştirak nafakası miktarının azlığı veya çokluğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinin bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyularak verilen kararla karşı taraf yararına kazanılmış haklar oluşturulduğu gözetilerek temyiz istemlerinin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/892 E., 2023/1258 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının evlilik birliğinden doğan sorumluluğunu yerine getirmediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, davalı kadının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, başka bir erkekle yurtdışında aynı otelde kaldığını ve gezdiğini müvekkiline boşanma isteğini defalarca tekrarladığını iddia ederek, kadının davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, yardımcı ve destek olmadığını, hakaret ettiğini, müvekkilini azarladığını ve aşağıladığını, müvekkilinin arkadaş çevresine de kötü sözler söylediğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, cinsel ilişkiden kaçındığını, sadakatsiz olduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini ve ortak çocuk aylık olarak 12.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/15 Esas ve 2022/43 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı kadının sadakatsizlik boyutunda olmayan güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, dosyaya sunulan ceza mahkemesi kararı ile eşine yaralama eyleminde bulunduğunun sabit olduğu, evi ile hiç ilgilenmediği, bazen eve hiç gelmediği; davacı-karşı davalı erkeğin ise eşini terk ettiği, eşinin ailesine iyi davranmadığı, sıklıkla tartışma çıkardığı, mesleki çalışmaları konusunda eşine yardımcı olmadığı aksine baskıcı tavırda olduğu belirtilerek tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ile ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı erkek vekili , kadının kabul edilen davası, velâyet, kişisel ilişki yönünden, davalı- karşı davacı kadın vekili, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2022/915 Esas, 2022/1429 Karar sayılı kararıyla; başka bir erkekle evli bir kadın yakışmayacak şekilde samimi fotoğraflar çektiren kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ceza dosyası ve adli rapora göre kadının eşine fiziksel şiddet uyguladığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu; kadının davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu, her iki davanın kabulü ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebi kabul edilerek kusurun ve kadının tazminat taleplerinin reddine yönelik gerekçenin düzeltilmesine, kadının tazminat talepleri hakkında yeniden hüküm tesis edilerek kadının tazminat taleplerinin reddine; ortak çocuğun yaşı, annesinin ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, fiili durum, dosya içindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu, çocuğun üstün yararı dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede ve nafakaların miktarlarında isabetsizlik olmadığı belirtilerek erkeğin diğer istinaf talepleri ile kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir .

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden, davalı- karşı davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.02.2023 tarihli kararı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun ihtiyaçları, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda ve özellikle davacı-karşı davalı vekilinin dosya içerisine sunduğu ortak çocuğun tüm özel okul ücretlerinin ve yemek ihtiyaçlarının davacı-karşı davalı tarafından giderildiğine ve bu giderlerin yıllık ortalama 100.000,00 TL civarında olduğuna ilişkin beyanı, iştirak nafakasının niteliği itibariyle ortak çocuğun bakım ve eğitim giderlerini (yiyecek, giyecek, barınma, sağlık, dinlenme, eğitim öğretim, harçlık ve ulaşım giderleri) kapsadığı gözönüne alındığında ortak çocuk yararına davalı-karşı davacı annenin iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne, ortak çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 8.500,00 TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalı babadan alınarak davalı-karşı davacı anneye verilmesine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; ortak çocuğun yıllık giderinin 100.000,00 TL olarak belirlendiği ancak müvekkil babaya yıllık 102.000,00 TL iştirak nafakası ödemesi yönünde hüküm kurulduğu, belirlenen nafaka miktarı dikkate alındığında ortak çocuğun tüm giderlerinin karşılama yükümlülüğü müvekkil baba üzerine bırakıldığı, buna göre iştirak nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili; Mahkemece hükmolunan nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu ayrıca nafaka yükümlüsü babanın sosyal ve ekonomik durumuna münasip olmadığı, buna göre iştirak nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.