Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7489 E. 2023/4968 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, velayet, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, davalı-davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun tespiti ve buna bağlı olarak belirlenen velayet, maddi-manevi tazminat ve nafaka miktarlarının hukuka uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1051 E., 2023/1345 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/284 E., 2020/152 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının istinaf sınırlaması hatalı yapıldığından bahisle usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadın ve çocuklarla ilgilenmediğini, kadına hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, kadının ailesine de hakaret ve saygısızlık ettiğini, evin ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, son olayda kadının telefonunu kırdığını ve itekleyip yere düşürdüğünü, kadının çocukları ile birlikte ailesinin yanına sığındığını, yaşanan tüm olaylar neticesinde müvekkili açısından bu evliliğin sürdürülemez bir hal aldığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının evin günlük işlerini ihmal ettiğini, temizlik işlerini yapmadığını, kadının ailesiyle aynı binada oturduklarını, babasının evlilik birliğine sürekli müdahale ettiğini, kadının sürekli ailesinin bahçesinde ya da onların evinde bulunarak evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, aşağıladığını, son olayda şiddet uyguladığını, ortak çocukları da alıp ailesinin evine gittiğini belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurun davacı-karşı davalıdan kaynaklandığını,asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra davacı-karşı davalının ailesi ile aynı apartmanda yaşamaya başladıkları, tarafların müşterek çocuklarına kadının annesinin baktığı, evin temizliğine ve yemeklerine yardım ettiği, erkeğin bir müddet sonra davacı-karşı davalının ailesi ile görüşmesini istemediği, aynı apartmanda oturmak istemediği, sürekli tartışma çıkardığı, eşine ve çocuklarına karşı aşırı sinirli ve agresif davranışlarda bulunduğu, tartışmalar sırasında kadının üzerine yürüdüğü, kavga ettiğinde çocuklarıyla da görüşmek istemediği, onlarla ilgilenmediği, ortak çocuklar yaramazlık yaptığında biz bunları dövmediğimiz için bunlar bu şekilde oldu diyerek şiddet yanlısı olduğunu beyan ettiği, çocuklarla ilgilenmesi istendiğinde "erkek eşeğin sıpası olmaz" diyerek çocukları ile ilgilenmediği, evi satıp başka bir eve çıkmak istediği, ancak müşterek çocuğun durumundan dolayı kadının bunu kabul etmediği, buna rağmen kadına haber vermeden yan apartmanda bulunan yeni aldıkları daireyi satılığa çıkardığı, satamayınca "yeni alacağım hanım benim döşümün kılına mı gelecek" diyerek tepki gösterdiği, sinirlendiği zaman küfür ettiği, ortak çocukları ile ilgilenmediği, ekonomik şiddet uyguladığı, davalı- karşı davacı erkeğin ağır kusurlu hareketleri sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı- karşı davalı kadına atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talepler ile davacı-karşı davalı kadının müşterek konutun tahsisi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı;

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müşterek konutun tahsisi talebinin reddi ile tazminatların ve nafakaların miktarlarına yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü ve fer'îleri, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen ve gerçekleştiği anlaşılan kusurlu davranışların yanında, davacı-karşı davalı kadının da ailesinin evliliğe olan müdahalesine sessiz kaldığı, gerçekleşen bu duruma göre; boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin kadına nazaran daha ziyade kusurlu olduğu, erkeğin davası yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğunun kabulü gerekirken, dosya kapsamına aykırı gerekçelerle erkek tam kusurlu kabul edilerek açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ancak kadının davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden erkeğin davasının boşanma yönünden konusuz kaldığından erkeğin davasında boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davasının reddine dair kısımlarının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesince her iki dava yönünden hükmedilen vekâlet ücreti aynı bentte düzenlenmiş olduğundan, infazda tereddüte neden olamamak için mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkrasının A-11 inci bendinin tamamen kaldırılmasına, vekâlet ücreti hususunda düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına, ağır kusurlu olduğundan erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, mevcut ya da beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet kuralları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kadın lehine yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakaların az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuklardan Ahmet Kürşad için aylık 1.150,00 TL, Abdulhamid Taha için ise aylık 850,00 TL iştirak nafakasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi ve velâyet düzenlenmesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 17.01.2023 tarihli ilamı ile taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davalarında, erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası da dahil olmak üzere istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmünü istinaf etmediğinden bahisle boşanma kararının kesinleştiği değerlendirmesi yapıldığını, davalı-karşı davacı erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinin incelenmediğini, usulü kazanılmış hakların varlığıda gözetilmek suretiyle tarafların tüm istinaf istemleri yönünden inceleme yaparak bir karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla; İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı erkeğe yüklenen ve gerçekleştiği anlaşılan kusurlu davranışların yanında, ... kadının da ailesinin evliliğe olan müdahalesine sessiz kaldığı, gerçekleşen bu duruma göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin ağır, ... kadının ise az kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-davacı erkeğin kusur tespiti ve kendisinin karşı boşanma davasının reddine yönelik istinaf talepleri ile ... kadının tazminatların ve iştirak nafakalarının miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne İlk Derece Mahkemesinin tazminat ve iştirak nafakasına, erkeğin davasının reddine ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, erkeğin karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı-davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların ekonomik sosyal durumları ve kusur durumuna göre ... kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın boşanmanın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacı erkekten alınarak ... kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ortak çocuklardan Ahmed Kürşad için aylık 1.150,00 TL, ortak çocuk Abdulhamit Taha için aylık 850,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak ... kadına ödenmesine, kadın ve erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili, temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin karşı davayı kabul ettiğini ve erkeğe atfedilen tam kusuru ağır kusura dönüştürdüğünü ancak tazminatı ilk kararı gibi vererek hatalı hüküm kurduğunu, karşı tarafın kamu da doktor olarak çalıştığını, erkeğin ise kamu da harita mühendisi olarak görev yaptığını, maddî tazminat kararının hakkaniyete uygun olmadığını, manevî tazminat yönünden miktarın dosya kapsamı ile uyumlu olmadığını, kusur tespitinin hatalı olduğunu, erkeğin boşanmaya sebep olaylarda kusuru bulunmadığını, karşı tarafın ailesinin evliliğine karışması ve müdahale etmesi yüzünden tarafların anlaşamadığını, bu durumun erkek ve karşı tarafın ailesi arasında husumet olduğunu ve beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini belirterek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi ve velâyet düzenlenmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlenmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.