"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3030 E., 2023/1092 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/229 E., 2022/461 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...'ın 25 yıldır evli olduklarını,davalı ... adına Bursa ili, ... İlçesi, ... Mahallesi 4205 Ada 10 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olarak kullanıldıuğını, davalı ...'ın davacıdan habersiz olarak davalı bankadan kredi çektiğini, davacının açık onayını almadan eşine bilgisi dışında aile konutu olarak kullanılan garimenkulun üzerine diğer davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı bankanın ipotek hakkında istinaden BursA 10. İcra Müdürlüğünün 2016/9136 Esas sayılı dosyası ile takibe başladığını,davacının bu şekilde konulan ipotekten haberdar olduğunu,davacının rızası aranmadan yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu, söz konusu taşınmazın ipoteğin kurulduğu tarihte ve halen aile konutu olarak kullanıldığını belirterek davalı ... adına kayıtlı Bursa ili, ... İlçesi, ... Mahallesi 4205 Ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerine tescil edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından taşınmaz bilgilerini içerir davaya konu edilen taşınmaza ipotek konulmasına muvafakat ettiğine dair 23/12/2014 tarihli yazının mevcut olduğunu, davacının çekilen krediye müteselsil kefil olduğunu, davacının aile konutu olarak bildirdiği taşınmazın ipotek verilen ... San. Ltd. Şirketinin de adresi olduğunu, taşınmazın işyeri olarak kullanıldığını, şirket yetkilisinin davacının kendisi olduğunu, davacının kredi çeken şirketin yetkilisi olduğunu, kefil olduğunu, kredilerden ve ipotekten haberdar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin: 16.07.2019 tarihli, 2017/96 Esas 2019/628 Karar sayılı kararı ile, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2022 tarihli, 2020/44 Esas, 2022/621 Karar sayılı kararı ile mahkemece 600.000,00 TL ipotek bedeli üzerinden eksik nispi harcın tamamlatılması, harç tamamlandığı takdirde müteakip işlemler yapılacağından, cebri satış yolu ile taşınmazın alınıp alınmadığı, alındı ise ihalenin feshi davası açılıp açılmadığı araştırılarak, davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu değerlendirilerek, davanın konusuz kalması durumunda da haklılık durumuna göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ipotek 23.12.2014 tarihinde tesis edilmiş, dava 01.02.2017 tarihinde açıldığı ipotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu alacağına mahsuben davalı bankaya 25.12.2018 tarihinde cebri icra ile satıldığı, ihalenin feshi davasının reddi üzerine eldeki davanın yargılaması devam ederken 31.01.2018 tarihinde kesinleştiği, davanın ipoteğin kaldırılması davası olması ve dava konusu ipoteğin de paraya çevrilmiş olması nedeniyle dava konusuz hale geldiği, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi halinde,yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan vekalet ücreti hakkında, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiği, davacı "muvafakatname" deki imzanın kendisine ait olmadığı ileri sürmüş, davacının imza incelemesine esas teşkil edebilecek şekilde imza örneklerinin ilgili kurumlardan istenmiş ve sunulan bu belgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, belgedeki imzanın davacının el ürünü olduğu tespit edildiği, davacının dava tarihi itibariyle haklı olmadığı kabul edilerek davalı banka lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesi hükmü gereği ipotek bedeli üzerinden hesap edilen nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ; tüm yönlerden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve yargılama gideri ve vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, haklılık durumu ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti hükümlerinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 194 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.