Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7497 E. 2024/2735 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, temyiz istemlerinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/221 E., 2023/808 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/410 E., 2020/92 K.

Taraflar arasındaki evliliğin iptali ve karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evliliğin iptaline ilişkin davanın reddine ve karşılıklı boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- davacının fiziksel, zihinsel ve psikolojik problemlerinin olduğunu, bu nedenle davacı- davalının annesine ve kız kardeşine saldırganca davranmaya başladığını, küfür ve hakaretler ettiğini, davalı- davacının on yaşında bir çocuğun davranışlarını sergilediğini, sürekli bakım ve ilgiye muhtaç olduğunu, ihtiyaçlarını tek başına giderme yeteneğine sahip olmadığını, davalı- davacının "bana iki kez tecavüz ettiler davaları halen devam ediyor, yoksa sen de mi zorla tecavüz edeceksin" diyerek davacı- davalıya saldırdığını, davalı- davacının tüm sağlık problemlerinin ve geçmişte yaşadığı olayların davacı- davalıdan saklandığını beyan ile öncelikle taraflar arasındaki evlilik birliğinin iptaline, iptal talebi yerinde görülmez ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; 2011 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu %36 oranında engelininin olduğunu, kısmen düzelen anksiyete bozukluğu bulunduğunu, bunun engel karşılığının da %25 oranında olduğunu, yaşadığı cinsel saldırı olayını erkeğin evlenmeden önce öğrendiğini ve kabul ettiğini, erkeğin annesine bağımlı bir kişi olduğunu, eş ve ailesinin şiddet, aşağılama ve hakaretlerine maruz kaldığını, çocukları olsun diye cinsel ilişki sıklığına kadar annesinin sözüyle hareket ettiğini, yerleri silerken annesinin saçlarından tutup süreklemeye başladığını, "biz ne dersek yapacaksın, yapmıyorsan da seni boşarım" dediğini, sürekli şiddet gördüğünü, "kızın her zaman annemin her dediğini yapacak, annem bok ye dese bile yiyecek" diyerek hakaret ettiğini, “seni boşayacağım, babaevine bırakacağım” dedikten hemen sonra son bir kez ilişkiye girelim diyerek üstelik müvekkilim istemiyorum demesine rağmen onunla zorla cinsel ilişkiye girmesinin suç olduğu gibi, "pek kötü ve onur kırıcı davranış" teşkil ettiğini

ileri sürerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışlar nedeniyle, aksi halde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadın lehine 100.000,00 TL manevî tazminat ile ÜFE artış talepli 750,00 TL nafakaya ve düğünde takılan ziynetlerin aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000 TL, ıslahla 3 adet Mersin Burma için 14.802 TL, 4 adet bilezik için 15.789 TL, 41 adet çeyrek altın için 17.700 TL olmak üzere toplam 48.291,00 TL

ziynet bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin "annem ...'a bok ye derse onu dahi yiyecek" dediği, tartışma sırasında "ben ...'ı istemiyorum" dediği, evden kovduğu, annesinin sürekli evliliğe müdahale ettiği ve davacı- davalının bu müdahaleye göre davrandığı, eşine fiziki şiddet uyguladığı, kadının ise kayınvalidesine davacı oğlunu kastederek "seni ... yapsın" diye küfür ettiği, "karı senin ağzına s.ç.rım" diyerek hakaret ettiği, kayınvalidesine saldırgan tavırlar sergileyerek fiziki şiddet uyguladığı belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir, yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddine ve erkeğin mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali talebinin reddine ve kadının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü ile 3 adet her biri 22 ayar 20'şer gram Mersin Burması bilezik (değeri 9.450 TL), 4 adet her biri 22 ayar 16'şar gram bilezik (değeri 10.080 TL) ve 40 adet çeyrek altın (değeri 11.024 TL) ziynetlerin aynen erkekten alınarak davalı-davacıya iadesine, aynen iade edilmemesi halinde 30.554,00 TL ziynet bedelinin 1.000,00 TL'sine birleşen dava tarihi olan 06.04.2018 tarihinden itibaren, 29.554,00 TL'sine ıslah tarihi olan 21.11.2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davacı-davalıdan alınıp davalı-davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, katılma yoluyla hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve ziynet alacağı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kendi 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma davasının reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, manevî tazminat miktarı, ziynet alacağı davasının reddedilen kısımları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik sosyal durumları ve kusur durumu gereğince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine 400,00 TL tedbir ve 18.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve nafakalar ile ziynet alacağı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kendi 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma davasının reddi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı ve toptan olarak düzenlenmesi, ÜFE artışı uygulanmaması, manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve kadının reddedilen 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma taleplerinin kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci , 285 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.