Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7515 E. 2024/5785 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, tazminat miktarı ve ziynet alacağının iadesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1281 E., 2023/1635 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Korgan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/25 E., 2022/118 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik öncesi çalışmakta iken erkeğin isteği üzerine işi bırakmak zorunda kaldığını, erkeğin sürekli olarak kadına fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, cinsel ilişki esnasında kadının istemediği taleplerde bulunduğunu, kadının anne-babasına ve ailesine karşı da son derece incitici ve hakaret içeren ifadeler kullandığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadına ait olan ve erkek tarafından elinden alınan; her biri 20 gram olan, 22 ayar ölçüsünde olmak üzere taplam 11 adet bileziğin (toplam 220 gram altın) kadına iadesine aksi halde bedeline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, yetkili mahkemede açılmamış olup öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Aile Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, erkeğin tüm gayretlerine rağmen kadının tutumu ve şiddetli geçimsizliği sebebiyle büyük bir hayal kırıklığına neden olup, üzüntü içinde psikolojik çöküntüye girmiş bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına şiddet uyguladığı, kadından bir takım anormal cinsel isteklerde bulunduğu, kadının ailesine hakaretlerde bulunduğu, kadının ise erkeği kıskandığı hatta kadın akrabalarını dahi sosyal medyadan sildirdiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden kadın lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle 13.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları yönünden ise; tanık beyanlarından toplamda 15-16 adet bütün taraflarca 22 ayar 20'şer gram bilezik takılmış olduğu, davacı tanıklarının beyanında iki adet bileziğin davacının annesi tarafından takıldığı, 2-3 adet halalar tarafından takıldığı, 11-12 adet civarı davalının ailesinin takmış olduğu bunlardan anne tarafından takılan bileziklerin davacıda olduğu ancak kalan bileziklerin davalıda kaldığı en son yaşanan şiddet olayından sonra davalının ailesi tarafından davacı evden alındığında üzerinde herhangi bir altın olmadığı, davalı tarafından dosyaya fotoğraf sunulmuş ise de bu fotoğraflarda da davacının kolunda 2-3 adet bilezik bulunduğu tüm tanıklarca beyan edilen 11-12 adet bileziğin görülmediği, her ne kadar bir takım davalı tanıkları bileziklerin davacıda olduğunu beyan etmiş ise de yine davalı tanığı ...'in ve ...'nın, ...'nin 5 adet bilezikten bahsettiği, fazlaya dair bilezik görmediği, davalı tanığı ...'ın akşamleyin 10-15 adet bilezik gördüğünden bahsettiği ancak evden ayrıldığı anda orada olmadığı kaldı ki bu miktardaki bileziği gördüğünü söyleyen tek tanığın ... olduğu ve kalan tanıkların beyanı ile uyuşmadığı davacı ile evden ayrılmadan en son görüşen kişilerin ailesi olduğu ve birtakım tanıklarca da kalan bileziklerin davalının ailesinin kasasında olduğu beyan edildiği anlaşıldığından davacının toplam 11 adet 22 ayar 20'şer gr (toplamda 220 gr) altın bileziğin davalı tarafından davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 83.380,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, ziynet alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece kadına yüklenen kusurlar dışında erkeğin cevap dilekçesi ile dayandığı ve tanık beyanları ile ispatlanan kadının erkeğe hakaret etmesi kusurunun kadına yüklenmesi gerektiği gerekçesiyle taraflar arasındaki kusur dağılımı değişmemekle birlikte kararın kusura yönelik gerekçesinin "Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kocaya hakaret eden,kocayı kıskanan ve hatta kadın akrabalarını dahi sosyal medyadan sildiren kadının hafif, kadına şiddet uygulayan, bir takım anormal cinsel isteklerde bulunan, kadının ailesine hakaret eden kocanın ağır kusurlu olduğu" şeklinde düzeltilmesine, somut olayda irat şeklinde ödeme tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında kanunun amacına uygun olmadığı, yoksulluk nafakası yükümlüsünün yoksulluk nafakasını toptan şekilde ödemesinin uygun olacağı gerekçesiyle yoksulluk nafakasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, kadın lehine 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle ilgili hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, tazminatlar ve ziynet alacağı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesi, 174 üncü, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.