"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1136 E., 2023/1750 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/72 E., 2023/97 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; sıkıntılar sebebiyle eşi ile yaklaşık 25 senedir ayrı yaşadıklarını, tarafların bu süreç içerisinde yaklaşık 2 yıl önce anlaşmalı olarak boşanmak üzere karar vermişler ise de davalı-karşı davacının mal varlığı yönünden istek ve talepleri müvekkilince kabul edilmediği, ortada bir evlilik birliği bulunmadığı, resmi olarak evlilik birliğinin sonlandırılması gerektiği ileri sürülerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili ile erkeğin 1985 yılında evlendiklerini, evliliklerinin ilk yıllarında ve çocukları olana dek hiç bir sorun yaşamadıklarını, tarafların evlilikleri sorunsuz bir şekilde devam ederken erkeğin evi terk edip Ç.K. isimli bir kadınla yaşamaya başladığını, evliliğin fiilen bu şekilde sona erdiğini, erkeğin Ç.K. isimli kişiden dünyaya gelen kızları ile hayatına devam ettiğini ve müvekkili ve ortak çocuklarını ise yok saydığını, çocukları okula giderken, askerdeyken ve evlenirken hiç bir zaman yanlarında olmadığını, bu süreçlerde müvekkilini yalnız bıraktığını beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğine zina, aksi halde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, 150.000,00 TL maddÎ ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlilik birliği devam ederken erkeğin ... isimli bir kadınla gayriresmi birliktelik yaşadığı, bu birlikteliğinden çocuklarının olduğu, ... ismindeki bu kişi ile olan birlikteliğinin halen devam ettiği, dolayısıyla kadının süre itibariyle zinaya dayalı olarak boşanma davası açma hakkının bulunduğu, erkeğin başkası ile ilişki yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, kadının gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle subut bulmayan erkeğin davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereği boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın hükmün kesinleşmesi ile birlikte aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, belirlenen nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yılın Ocak ayından başlamak üzere her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına, kadın için 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediğini, af kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gibi yasanın aradığı sürenin dolduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen davası, yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, öte yandan kadının yoksulluk nafakasının tüfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşıldığından, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranını aşmamak üzere TÜİK’in yayınladığı yıllık TÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun nafakaya hükmedilen artış oranı yönünden, kadının istinaf başvurusunu ise yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla, dava tarihinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihine kadar aylık 600,00 TL, karar tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranını aşmamak üzere TÜİK’in yayınladığı yıllık TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın için 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, reddedilen davası, yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.