"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1661 E., 2023/2031 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akkuş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/203 E., 2023/50 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinden özetle; kadının şubat ayının ilk haftasında çocukları alıp babasının evine götürdüğünü, psikolojik sorunları olduğunu, en son kayın babam beni okşuyor diye şikayette bulunduğunu ve evi terk ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinden özetle; erkeğin anne ve babasının şiddet uyguladığını, kayın pederinin sarkıntılık yaptığını bu sebeple evden ayrıldığını belirterek, küçükler için ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakası ve kendi için ayda 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talebi olduğunu belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 2017/16 Esas, 2018/141 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında en son yaşanan olay olarak davalının davacı, davacı anne ve babasından şikayetçi olduğu, o tarihten itibaren ortak çocuklarla birlikte Kütahya iline gittikleri ve ayrı yaşadıkları, her iki tarafında boşanma hususunda anlaşmazlığı bulunmadığından boşanmalarının fer'îleri bakımından bir uyuşmazlık bulunduğu anlaşıldığından tarafların boşanmalarına karar verilmiş olduğu bilgi ve görgüye dayalı olarak dinlenen tanık beyanlarından davacının fırın işletmesi bulunması sebebiyle Salman mahalllesinde çalışmakta olduğu, ancak davalının evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmeyerek, bazı ev bakım işleri yükümlülüklerin davacının annesi tarafından yerine getirildiği, davalının çocuklara karşı da şiddet uyguladığı, davacının ailesi ile bu husustan tartışmalar yaşandığı, davalının davacıyı, davacının anne ve babasını şikayet ettikten sonra ayrı yaşamak suretiyle evlilik birliğinin beraber yaşama yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine babayla kişisel ilişki kurulmasına, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine davalı yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, her çocuk için 250,00'şer TL olmak üzere toplam 500,00 TL tedbir nafakası, her çocuk için 300,00'er TL iştirak nafakası verilmesine, davacının mal rejimine göre edinilen malların eşit şekilde paylaştırılması talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/3221 Esas, 2019/3426 Karar sayılı kararı ile davalı kadın cevap dilekçesinde Jandarma komutanı ile yanındaki askerin tanık olarak dinlenmesini talep ettiği ve dilekçe ekine Jandarma'daki ifade tutanığını eklediği, davalı bu kişilerin tanık olarak dinlenmesini istediğine göre davalı tarafa tanıkları için gider avansını yatırması için süre verilmesi yatırıldığı taktirde gerektiğinde askerlerin adresleri Jandarma karakolundan öğrenilmek suretiyle tanıkların dinlenmesi gerekirken davalı tanıklarının hiç dinlenilmemesi bu konuda hiç bir inceleme yapılmaması savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olduğu, davalı kadının dilekçe ekine Jandarma'daki ifade tutanığını eklediği, davalı kadının bu şikayet dosyasına delil olarak dayandığı, davalının dayandığı karakol evraklarının ve neticesinin (dava açılıp açılmadığı, açıldığı ise sonucunun) araştırılamaması ve incelenmemesi sebebi ile kadının delillerinin toplandığından söz edilemeyeceği, belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle belirtilen eksikliklerin tamamlanarak bir karar verilmesi için kararın tümüyle kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediği, davalının çocuklara karşı da şiddet uyguladığı, davacının ailesi ile bu hususta tartışmalar yaşandığı, davacıyı, davacının anne ve babasını şikayet ettikten sonra ayrı yaşamak suretiyle evlilik birliğinin beraber yaşama yükümlülüğünü yerine getirmediği, tüm bu nedenlerden dolayı davalının kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin davacı babaya bırakılmasına, çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davalı kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının mal rejimine göre edinilen malların eşit şekilde paylaştırılması talebinin feragat nedeniyle reddine, davalının cevap dilekçesinde talep ettiği bir daire alacak kadar maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili ;hükmün tamamı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre mahkemece davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; kadına kusur olarak yüklenen evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmemesi ve çocuklara şiddet uygulaması kusurlarının, erkeğin vakıa olarak dayanmaması nedeniyle kadının kusurları arasından çıkarılması gerektiği yine mahkemece kadına davacının anne ve babasını şikayet ettikten sonra ayrı yaşamak suretiyle evlilik birliğinin beraber yaşama yükümlülüğünü yerine getirmemesi kusuru yüklenmiş ise de; kadının, erkeğin anne ve babasının kendisini darp ettiklerini, bu konuda şikayetinin bulunduğunu ve bu nedenle evden ayrıldığını iddia ettiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre kadının şikayeti üzerine soruşturma yürütülerek Akkuş Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/116 esas 2018/202 karar sayılı dosyası ile yargılama yapıldığı ve kocanın babasının kadına karşı kasten yaralama eyleminden dolayı yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verildiği, hakaret eyleminden ceza aldığı görülmekle ve erkeğin babası ile kadın arasında bu şekilde sorunlar yaşandığı kadının bu şikayetinden sonra evden ayrıldığı anlaşılmakla bu sebeple evden ayrılmasının kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmayacağı kanaatiyle kadının kusurundan çıkarılması gerektiği, kadına yüklenen başkaca kusur kalmadığı için kadın kusursuz hale geldiği, gerçekleşen kusur durumu nazara alınarak erkeğin açtığı boşanma davasının reddi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı kadının istinaf isteminin kabulü ile hükmün tümüyle kaldırılmasına, davacı erkeğin boşanma davasının reddine, dava tarihinden itibaren başlamak üzere tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile davanın reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek; hükmün tamamının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; nafaka miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.