"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1143 E., 2023/1816 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/308 E., 2023/141 K.
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına 649 ada 97 parsel 30 nolu bağımsız bölümün edinildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mal rejiminin tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; taşınmazın edinilmesi için müvekkilinin de 30.000,00 TL kredi çektiğini ileri sürmüştür.
3. Davacı kadın vekili 15.10.2020 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporunda katılma alacağının 24.145,83 TL olarak belirlendiği belirterek, 24.145,83 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın tamamının kredi kullanılarak satın alındığını, kredi ödemelerini müvekkilinin yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup boşanma dava dosyasından 04.11.2016 tarihinde ayrılmasına karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarih ve 2018/575 Esas, 2021/493 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi raporunda davacının 24.145,83 TL katılma alacağı belirlendiği, davanın 1.000,00 TL üzerinde açıldığı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaksızın tam dava olarak açıldığı, alacak miktarı 24.145,83 TL tespit edilmiş ise de tam davanın ıslahla miktarının artırılamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 1.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmiş; işbu karar davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 28.12.2021 tarihli ek karar ile kararın kesin olduğu gerekçesiyle istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş; ek kararın da davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2022 tarih 2022/387 Esas, 2022/1287 Karar sayılı kararı ile de dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, davacının talebini kısmi dava olarak ileri sürdüğü, kısmi davada ıslahla talep miktarının artırılmasının mümkün olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi ek kararının ve kararının kaldırılarak, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın alım bedelinin tapu satış senedinde 155.000,00 TL olduğu, davacının aksini yazılı belge ile ispatlayamadığı, tanık beyanlarına bu nedenle dikkate alınmadığı, davalının kullandığı 157.500,00 TL konut kredisinin boşanma dava tarihine kadar 19 aylık taksitinin borç olarak ödendiği, taşınmazın güncel değerinin 1.319.994,00 TL olarak belirlendiği buna göre artık değerin 208.999,05 TL ve katılma alacağının 104.499,50 TL olduğu, talep miktarıyla bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 24.145,83 TL alacağın karar karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, alacak miktarının düşük belirlendiğini, müvekkilinin katkılarının dikkate alınmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, alacak miktarının düşük belirlendiğini, müvekkilinin katkılarının dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki nitelendirme, alacak miktarı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 inci maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı Kanun md. 227). Denkleştirme (4721 sayılı Kanun md. 230) hariç, tasfiyeye konu mal varlığında katkı
tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (4721 sayılı Kanun md. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (4721 sayılı Kanun md. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.
3. Somut olayda, öncelikle, Mahkemece davanın sadece katılma alacağı olarak nitelendirilerek karar verilmesi hatalı olmuştur. Şöyle ki, maddî olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olup (6100 sayılı Kanun md. 33) dava ve cevaba cevap dilekçesinde iddianın ileri sürülüş şekline göre, davacı kadının taşınmazın alınmasına ilişkin çektiğini iddia ettiği 30.000,00 TL kredinin evlilik birliği dışında ödenen kısmı yönünden talep, değer artış payı alacağı istemine ilişkindir.
4. Diğer yandan, her ne kadar Mahkemece taşınmazın edinme değeri 155.000,00 TL olduğu ve taşınmazın sadece davalı erkeğin çektiği kredi ile alındığın kabul edilerek karar verilmiş ise de, bu yönden yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, taşınmazın davalı erkek adına 09.01.20015 tarihinde satın alındığı, taşınmazın edinilmesinde kısa süre önce 05.01.2015 tarihinde davacı kadının 36 ay vadeli 30.000,00 TL bedelli tüketici kredisi kullandığı, işbu kredinin 17 aylık taksitinin boşanma dava tarihinden sonra ödendiği, taşınmazın edinme tarihindeki değerinin bilirkişi tarafından tespit edilmediği anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadın tarafından çekilen tüketici kredisinin çekilme tarihi, tarafların gelir durumları, tanık beyanları ve kredi bedelinin başka bir yere harcandığı da ispat edilemediği gözetildiğinde hayatın olağan akışına göre, işbu kredinin de taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının ve kredi ödemelerinin de boşanma dava tarihinde kadar ödenen kısmının aksi ispatlanamadığından edinilmiş maldan, boşanma dava tarihinden sonra ödenen kısmın da davacının kişisel malından karşılandığının kabulü gerekir.
5. O halde, Mahkemece, tasfiye konusu taşınmazın davalı erkek tarafından çekilen konut kredisi ile davacı kadın tarafından çekilen tüketici kredisi kullanılarak edinildiği kabul edilerek, davacı kadının çektiği tüketici kredisinin boşanma dava tarihinden sonra ödenen kısmı yönünden davacı kadın lehine değer artış payı alacağı, her iki kredinin evlilik birliği içinde ödenen kısmı yönünden de davacı lehine artık değere katılma alacağı hesaplanması gerekirken yazılı şekilde verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
3. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.