"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1510 E., 2023/1431 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mudanya 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/282 E., 2019/497 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının hatalı istinaf sınırlaması yapıldığından bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda her iki tarafın istinaf başvurusunun ayı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; davalı ile 2015 yılından bu yana evli olduklarını, ortak çocuklarının bulunmadığını, davalı ile aile birliği ve karı koca ilişkilerinin kalmadığını, evliliğin en başından beri sürekli tartışma içerisinde olduklarını, ilk günden beri hiç kimseyle, hiçbir arkadaşıyla görüşmesine izin vermediğini, sürekli içine kapanık bir tutum sergilediğini, kendisini de böyle davranmaya zorladığını, evini ve kendisini sürekli ihmal ederek hiç ilgilenmediğini, sürekli uyuduğunu, tartışma çıktığı zamanlarda birçok kez evi terk ederek anne ve babasının yanına gittiğini, en son gittiğinde yaklaşık bir ay süreyle eve hiç gelmediğini, hiçbir konuda yardımcı olmadığını, ev işi yapmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli tartışma çıkardığını, vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline hakaret ve aşağılamalarda bulunduğunu, müvekkilinin ölen eşinden olan çocuklarına karşı da olumsuz söz ve davranışlarda bulunduğunu, onları istemediğini, gece 2 de elektrik süpürgesi açtığını, uyuyan müvekkilin üzerine basarak evde iş yaptığını, yalan söylediğini, eve gelmemiş, evi terk etmiş, çelişkili beyanlarda bulunmuş, müvekkilinin tapusunu davalının üzerine aldığı ve tarafların oturduğu Söğütpınar köyündeki evi müvekkilinden habersiz olarak birisine sattığını, son yıllarda yatağını ayırdığını, müvekkilinden kredi çekerek ve imkanlarını zorlayarak Mudanya'dan ev almasını istediğini, müvekkilinin imkanı olursa alacağını söylediğini, ama kesinlikle söz vermediğini, maddî çıkar peşinde olduğunu beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinde sunduğu cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; tarafların evlenmeden önce iki üç yıl flört evresi geçirdiklerini, daha sonra evlendiklerini, evliliklerinin de yaklaşık iki yıl sürdüğünü, bu süre zarfında taraflar arasında ciddi boyutta kavgalar yaşanmadığını, karşı davacının, kendisini arkadaşları ile görüştürmediği, içine kapanık bir kişilik olduğu yönündeki iddiların doğru olmadığını, davalının evi terk ettiği iddiasının da gerçek dışı olduğunu, yine sürekli uyuyanın erkek olduğunu, müvekkiline karşı olan bu sorumsuz ve ilgisiz tutumunun son aylarda yoğun bir şekilde devam ettiğini, tarafların evlenmeden önce karşı davacının emekliliğinin yaklaştığını, emekli olunca kendisine Mudanya'dan bir ev alacağını, bu evde yaşayabileceklerini müvekkiline söylediğini, ancak emeklilik dönemi yaklaştığında, her nedense tuhaf davranmaya başladığını, kendisine bu konu hatırlatıldığında, Mudanya'da yaşamak istemediğini söylediğini, müvekkilinin ise erkeğin bu soğuk davranışlarını ev olayına yorduğunu, hatta kendi evinde Bursa'da yaşamaya devam edebileceklerini dahi söylediğini, ancak karşı davacının soğuk tutum ve davranışlarına devam ettiğini ve evi terk ettiğini, evliliğin bitmesinde müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, kusurlu eşin davacı erkek olduğunu beyanla, davacının açmış olduğu boşanma davasının reddini, birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, dava tarihinden itibaren müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı erkeğin davalı kadına ev almadığı, ameliyat olduğunda kendisiyle ilgilenmediği, destekte bulunmadığı, sürekli uyuduğu, davalı kadının da davacının ilk eşinden olan çocuklarının müşterek köy evine gitmelerini hoş karşılamadığı, ekonomik beklentilerinin yüksek olduğu ve para taleplerinin olduğu nazara alındığında tarafların birliğin sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, evlilik birliğinin eşlerden devam ettirmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ayrıca birliğin devamında taraflar ve toplum yönünden de korunmaya değer bir yararın tespit edilmediği bu nedenle boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, tarafların kusur durumları göz önünde bulundurulduğunda kadının, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca yasal koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddi gerektiği, davalı kadının emekli olduğu, gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu, asgari ücret düzeyindeki gelirin kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağı, buna karşılık davacı erkeğin ise aracının ve arazilerinin bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu kabul edilmemesi de dikkate alındığında lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiğini, mahkemenin asıl dava yönünden vermiş olduğu bu karara karşı istinaf talebinde bulunmadıklarını, karşı tarafın da boşanma talebi olduğu dikkate alınarak, Mahkeme kararının boşanma yönünden kesinleştirilmesini talep ettiklerini, erkek eşin kusuru olmadığını, kadın eşin tam kusurlu olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakasının haksız olduğunu, hükmü bu yönüyle de istinaf ettiklerini beyanla, kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı -davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; evliliğin bu hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğunu, yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, erkeğin asıl davasının reddedilmesi, birleşen davalarının ise kabul edilmesi gerektiğini beyanla, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince 18.12.2019 tarihinde her iki davanın kabulü ile boşanmaya ve boşanmanın fer'îlerine karar verildiği, karara karşı taraflarca 17.07.2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı -davalı ...'in, dosya istinaf incelemesindeyken 21.02.2022 tarihinde vefat ettiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ölümle sona erdiği, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı-davalının mirasçılarının davayı kusur tespiti açısından takip etme haklarının bulunduğu, davacı-davalının mirasçılık belgesinin dosyada bulunduğu ve sağ kalan kadın eş dışındaki bütün mirasçılar vekilinin, mirasçıların davayı takip ettiklerini bildirir 29.06.2022 tarihli dilekçe sunduğu, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde belirtilen tarafların eşit kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile gerçekleştiği gerekçesi ile; tarafların istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerine ilişkin hükümleri dışında kalan diğer hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden hüküm tesisi ile; dosyaya alınan nüfus kaydına göre ... ...'in 21.02.2022 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla taraflar arasındaki evlilik birliği ölümle sona erdiğinden, boşanma talepleri konusuz kaldığından, boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davalı-davacı ...'in boşanmaya sebebiyet verecek derecede asıl kusurlu olduğunun, ... (müteveffa) ...'in boşanmaya sebebiyet verecek derecede asıl kusurlu olduğunun tespitine, taraflar arasındaki evlilik birliği ölümle sona ermekle boşanma talebi konusuz kaldığından davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek mirasçıları tarafından İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden evliliğin ölümle değil boşanmayla sona erdiğinin istinaf incelemesinde dikkate alınmaması ve murisleri olan davacı -davalı erkeğe de kusur yüklenmek suretiyle müteveffa eş yönünden de kusur tespiti yapılması yönünden; davalı-davacı kadın vekilince aleyhine yapılan kusur tespiti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemiz 23.03.2023 tarihli ilamı ile İlk Derece Mahkemesince, karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ilişkin yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verildiğini, hükmün ... erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf edildiğini, dosya istinaf aşamasında iken ... erkeğin 21.02.2022 tarihinde ölümü üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, taraflar arasındaki evlilik birliği ölümle sona erdiğinden, konusuz kalan boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davalı-davacı kadının ve ... erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede asıl kusurlu olduklarının tespitine, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında evlilik birliği ölümle sona ermekle boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar taraflar arasındaki evlilik birliğinin erkeğin ölümü ile sona erdiği gerekçesiyle yazılı şekilde 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar verilmiş ise de İlk Derece Mahkemesince kadının davasında verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ölümle değil boşanmayla sona erdiğini, somut olayda ... erkeğin ölüm tarihi itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliği boşanmayla sona erdiğine göre 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasına imkan bulunmadığını, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ölümle değil boşanmayla sona erdiği dikkate alınarak, tarafların istinaf dilekçelerinde belirttikleri istinaf sebepleri ile sınırlı olacak şekilde istinaf incelemesi yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirdiğini, kabule göre de; evlilik birliğinin ölümle sona erdiği durumlarda 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ölen eşin mirasçılarının davaya kusur tespiti yönünden devam etmeleri halinde mahkemece konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararının yanında sağ kalan eşin boşanmaya yetecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ölen eşin kusurlu olduğunun tespiti yönünde hüküm kurulmasının da doğru görülmediğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı. esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, taraflar arasındaki evliliğin ölümle değil boşanma ile sona erdiği yönünde kararda açıklık bulunmadığını, müteveffanın Mudanya'da ev alacağına dair söz vermediğini, bu hususun tamamen soyut ve söylemden ibaret olduğunu,işten eve gelen erkek eşin uyumasının erkeğe kusur olarak atfedilemeyeceğini, boşanmada tam ve tek kusurlu tarafın kadın olduğunu belirterek kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle evlilik birliği boşanma ile değil ölümle sona erdiğini, erkeğin evlilik birliğinde üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini, son olarak ortak haneyi terk ederek çocuklarının yanına gittiğini belirterek evlilik birliğinin ölümle sona erdiğine karar verilmesini talep etmekle kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikteki kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.