Logo

2. Hukuk Dairesi2023/757 E. 2023/4111 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının sosyal ve ekonomik durumu gözetildiğinde boşanma ile yoksulluğa düşeceğinden bahsedilemeyeceği, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, ancak hükmedilen maddi tazminat miktarının paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetildiğinde az olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının maddi tazminat miktarı yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1494 E., 2022/1628 K.

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/226 E., 2022/243 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmasına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini, davalının her ak dediğine inat olsun diye kara dediğini, görüş ayrılıkları ile yaşam tarzı, davalının devamlı kumar ve bahis oyunları oynaması nedeniyle yapılan tartışmalarının birbirlerine olan saygı ve sevgiyi sonlandırdığını, davalının sürekli borçlandığını, kadının tüm altınlarını verdiğini, kendisinin ve babasının kredi çektiğini, maddî ve manevî yönden sıkıntıda olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 1.000,00 TL tedbir nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek olmadığını, taleplerine ilişkin hususların esasa dayanmadığını, bilirkişi incelemesinden sonra cevap vereceğini belirterek davanın reddine karar verilmesiini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kumar ve bahis oyunları oynadığı, kadının tüm altınlarını erkeğin borçları için bozdurduğu ancak erkeğin kumar oynamaya devam ettiği, erkeğin borçları için kadının ailesinin ve kadının kredi çekip verdiği, erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği özen ve sorumlulukları yerine getirmediği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, taminat ve nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe dava dilekçesinin usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen süresinden sonra dosyaya ibraz ettiği 21.05.2019 tarihli beyan dilekçesinde tanık deliline de dayanmadığının anlaşıldığını, dolayısıyla davalı tarafın tanıklarının dinlenmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğunu ancak erkeğe yüklenen kusurlar yönüyle bu eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığını, dolayısıyla manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca davacı kadının sosyal ve ekonomik durumu gözetildiğinde boşanma ile yoksulluğa düşeceğinden söz edilmeyeceğini, bu yöndeki kararın hatalı olduğunu belirterek erkeğin istinaf başvurusunun manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, sair istinaf taleplerinin ise Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kadının büyük umut ve hayallerle yuva kurduğunu, tam ve tek başına kusurlu davranışlarına bağlı olarak yıkılması durumunda manevî olarak da dünyasının yıkılacağının tartışmasız olduğunu, manevî zararının oluştuğunu, kadının asgari ücretle geçinmeye çalıştığını, üzerine kayıtlı herhangi bir menkul yada gayrimenkulü bulunmadığını belirterek manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, dava dilekçesinin tebliğ mazbatasında imzasına tebliğ edildiği şerhi bulunan....'nin Beykoz 1. Aile Mahkemesinin 2021/66 talimat sayılı dosyasında tebligatın usule uygun olup olmadığının tespiti ile sınırlı olarak vermiş olduğu ifadesinde, tebligat tarihinde ... ilinde olduğunu ve tebligatı kendisinin almadığını açıkça ifade ettiğini, dava dilekçesinin tebliğinin usulüne uygun olmadığını, usulsüz tebligat neticesinde davalının bu davadan haberi olduğunda 21.05.2019 tarihli dilekçeyi sunduğunu, bu dilekçenin cevap dilekçesi olmayıp beyan dilekçesi olduğunu, kendisine usulüne uygun çıkarılan davetiye neticesinde verilmediğini dolayısıyla tanık dinletme talebiminin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının söylemleri ile erkeği sürekli aşağıladığını, bir eş olarak evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, çocuk istemediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, tanıklarının davacının yakın derecede hısımları olduğunu, görgüye dair hiç bir bilgileri bulunmadığını, tanık beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, hükmedilen tazminat miktarları fazla olduğunu,tedbir nafakasının hukuka uygun olmadığını belirterek boşanmanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve maddî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve tedbir nafakası ile miktarları ve reddedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının davalı erkeğe yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.