"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1122 E., 2023/1441 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/87 E., 2023/262 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi, mümkün olmaması halinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velâyetin değiştirilmesi davasının reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velâyetin değiştirilmesi davasının reddine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, yatısız kişisel ilişki düzenlendiğini velâyetin değiştirilerek babaya verilmesine, aksi taktirde her hafta sonu yatılı kalacak şekilde yeni bir kişisel ilişki tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının boşanma davasından sonra çocukla ilgilenmediğini, çocuğu görmeye gelmediğini, iddiaların asılsız olduğunu bildirerek, davanın reddedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 13.09.2022 tarih ve sayılı kararı ile davacının velâyetin değiştirilmesi isteminin reddine, davacının çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulüne, ... 5. Aile Mahkemesinin 2019/226 Esas - 2019/730 Karar sayılı kararıyla verilen kişisel ilişkinin değiştirilerek ortak çocuk Semih ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 17.00'a kadar, Babalar Günü saat 10.00'dan saat 17.00'a kadar, sömestir tatilinin ilk haftası Pazartesi günü saat 10.00'dan ikinci haftası Pazartesi günü saat 17.00'a kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 31 Temmuz saat 17.00'a kadar kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.01.2023 tarih ve 2022/2713 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafından açılan velâyetin değiştirilmesi, mümkün olmaması halinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik terditli dava yazılı yargılama usulüne tabi olduğu halde, mahkemece dava dilekçesinin davalıya duruşma günü ile birlikte tebliğ edilmesinin, yazılı yargılama usulüne aykırı olarak dilekçeler aşaması tamamlanmadan tahkikat aşamasına geçilerek, yasa hükmüne uyulmayarak, hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yargılama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu durumun kamu düzenini ilgilendirdiği ve re'sen gözetilmesi gerektiği, davalının istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, yukarıda tespit edilen hususlar doğrultusunda yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapılarak, usulüne uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, delilleri tartışılarak, iddia edilen hangi vakıaların sabit görüldüğü ve hangi beyanlara itibar edildiği de açıklanmak suretiyle, yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak ve kaldırılan tüm hususlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek denetlenebilir şekilde karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuğun davalı annesinin yanında kaldığı, tüm bakım ve ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı,davacının bir müddet kişisel ilişki günlerinde ortak çocuğu görmeye gelmediği,davalı annenin ortak çocuk ile ilgilendiği, ortak çocuğu babaya göstermekte zorluk çıkarmadığının dinlenen tanık beyanları ile ... 13. İcra Dairesinin 2020/9314 Esas sayılı dosyasındaki teslim tutanakları ile sabit olduğı, davacı babanın 22.02.2022 tarihli yargılama sırasında çocuğu yaşı küçük olduğu için annesinden koparmak istemediğini ancak çocuğu ile daha çok vakit geçirmek istediğini,çocuğunu sömestr ve yaz tatilinde de görmek istediğini belirtmiş olduğu, davacı tarafın davalıya yönelik iddialarını ispatlayamamış olduğu anlaşılmakla velâyetin değiştirilmesi isteminin reddine, terditli olarak talep edilen baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düznelenmesi istemi yönünden ise çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularım tatmin etmeye elverişli ve yeterli olması gerektiği, küçükle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında anne ve babalık duygularının da dikkate alınması gerektiği, o halde; ortak çocukla baba arasında yatılı şekilde kurulacak kişisel ilişki sonucunda, küçüğün güven duygusunun ve baba sevgisinin gelişmesi onun üstün yararına olacağı, bu yön gözetilerek kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiği, kişisel ilişki kurulmasındaki amacın, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanması olduğu, kişisel ilişkinin, çocuk ile velâyet kendisinde olmayan baba arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına uygun olması gerektiği, değişen koşullara göre,çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesinin gelecek yıllarda her zaman istenebileceği,velâyeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerektiği,baba arasında,babalık duygusunun tatminini sağlamaya ve aynı zamanda çocuğun yaşına uygun şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği, tarafların boşandığı tarihte ortak çocuk...’ın 2 yaşında olduğu,iş bu dava tarihi itibariyle ortak çocuğun 4-5 yaş aralığında olduğu, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu bu nedenle her hafta kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında “her hafta sonu” şeklinde kurulacak kişisel ilişkinin davalı annenin velâyet görevini yerine getirmesini engelleyeceği gibi davalı anneyi her hafta sonu eve bağlı hale getireceği, küçüğün hafta sonu annesi ile paylaştığı zaman da kısıtlayacağı, bu nedenle kişisel ilişkinin ayın belirli hafta sonları düzenlenmesinin çocuğun menfaatine ve üstün yararına uygun olduğu gerekçesi ile ... 5. Aile Mahkemesinin 2019/226 Esas, 2019/730 Karar sayılı kararıyla verilen kişisel ilişkinin değiştirilerek ortak çocuk... ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat saat 17.00'a kadar, babalar günü saat 10.00'dan saat 17.00'a kadar, sömestr tatilinin ilk haftası pazartesi günü saat 10.00'dan 2. haftası pazartesi saat 17.00'a kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 31 Temmuz saat 17.00'a kadar kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde ; ortak çocuğun, raporda belirttiği "babamın yanında bazen sıkılıyorum ve daha fazla kalmak istemiyorum" şeklindeki beyanının Mahkeme tarafından göz ardı edildiğini, yatılı kalma sürelerinin talepleri doğrultusunda kısaltılarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kişisel ilişki yönünden kaldırılması talebiyle istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; ortak çocuğun gerek yaşı gerekse davacının yeni doğan bebeği ve yeni eşinin önceki evliliğinden olma başka bir çocuğunun bulunmasından dolayı, davacı babanın halihazırdaki aile ortamı ortak çocuk açısından ciddi anlamda sorun teşkil ettiği, bir aylık yatılı kalma suresinin mevcut dosya kapsamında ki delillere bakıldığı takdirde yerinde olmadığı, eksik ve yanlış incelemeye dayanan rapor alındığı, ortak çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki süreleri yatılı olarak uzun bir zaman dilimine uyarlanmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kişisel ilişkinin süresi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba ile ortak çocuk arasında kurulan yatılı kişisel ilişkinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.