Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7595 E. 2024/8139 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin uygunluğu ve miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, eşine karşı şiddet eylemleri, hakaret, aşağılama, evden kovma gibi davranışlarda bulunduğu, alkol bağımlılığı olduğu ve evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediği, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının evlilik birliğini temelden sarstığı gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma ve tazminata hükmeden kararı, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/345 E., 2023/739 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/97 E., 2021/18 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına değer vermediğini, sevgi göstermediğini, birden fazla fiziksel şiddet uyguladığını, sık sık alkol kullanmasını, uyumsuz ve bencil davranışların tehdit ve rahatsızlıklarından utandığını, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, aşağıladığını, akrabalarını arayarak gelin bu kadını alın dediğini, davalının dönmesini istememesi üzerine bir daha ortak konuta dönemediğini, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, miras kalmış olan ortak konutun davacıya tahsisine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 23.12.2020 tarihli dilekçesinde özetle; kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hasta halinde ilgilenmemek için eve dönmediğini, ağabeyine ihtar çektiği için bu davayı açmış olabileceğini, evi terk eden kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sorumlulukları yerine getirmediği, sık sık alkol aldığı, hakaret ettiği, çocuklara DNA testi yaptırmasını istediğini söyleyip eşini bu şeklide aşağıladığı töhmet altında bıraktığı, evden kovduğu, uzun süredir fiili olarak ayrı yaşadıkları, davalı tarafça davacıya atfedilen kusurların ispatına ilişkin ise somut bir delil olmadığı, davalı tanıklarının beyanlarının eski olaylara dayanıp görgüye dayalı olmadığı soyut beyanlar olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, süresinde talep edilmeyen tedbir ve yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tazminat miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; savunma haklarının kısıtlandığını, tüm delillerin toplanılmadığını, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı erkeğin, şiddet eylemleri olduğu, ancak bu eylemlerden sonra tarafların evliliğine devam ettiği, davadan çok önce olan bu eylemlerin artık kusur olarak hükme esas alınamayacağı, ancak davalının eşinin akrabaları yanına ziyaret için gitmesinden sonra tanıkların da açıkça beyan ettiği üzere karısının akrabalarını arayıp onu istemiyorum eve gelmesin dediği, davacının birçok akrabasına karşı eşini istemediğini hatta kovduğunu telefonda söylediği, davacının da bu beyanlar üzerine evine dönemediği, boşanma şartı olarak çocuklara DNA testi yaptırmasını istediğini söyleyip eşini bu şeklide aşağıladığı töhmet altında bıraktığı, eşini kendisinden habersiz para almakla suçlayıp itham ettiği, ayrıca davalının sık alkol kullandığı tanıklarca ispatlanmış olup ayrı yaşamaya başladıktan ve dava süresince hastalığı nedeniyle alkol almadığı değerlendirilse de dava ve tarafların ayrı yaşamaya başlamasından önce alkol alışkanlığının her gece olacak şekilde yoğun olduğu, davalının evlilik birliğinin kendine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, sık sık alkol aldığı, davacıya hakaret ettiği, aşağıladığı, evden kovduğu, uzun süredir fiili olarak ayrı yaşadıkları ve davalının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı;

2.Davalıya cevaba cevap dilekçesinin 19.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ikinci cevap dilekçesini 01.04.2019 tarihinde dosyaya ibraz ettiği, ikinci cevap dilekçesi sunmak üzere tekrar süre talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının dilekçelerinde sağlık sorunlarına ilişkin açıklamaları ve ibraz ettiği evrak karşısında hastane kayıtlarının celbi esasa etkili olmadığından bu talebin reddine karar verilmesinde yanlışlık bulunmadığı, hakaret ettiği konusundaki tanık anlatımları soyut açıklamalardan ibaret olduğu; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve tazminata esas fiillerin niteliği dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminata; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, savunma haklarının kısıtlandığını, delillerinin toplanılmadığını, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulü ile fer'îlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, dilekçe ekinde sunulan delillerin ayrıca celp edilmemesinin sonuca etkili olup olmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.